| Komisyon Adı | : | İÇİŞLERİ KOMİSYONU |
| Konu | : | Kolluk Gözetim Komisyonu Kurulması ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 1 |
| Tarih | : | 06 .04.2016 |
MUSTAFA HİLMİ DÜLGER (Kilis) - Sayın Başkan, Komisyonumuzun değerli üyeleri, Sayın Bakanımız ve değerli misafir bürokrat arkadaşlar ve çeşitli kurumlardan aramızda bulunan değerli katılımcılar; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Önümüzde bulunan kanun tasarısını incelediğimizde ve bu kanunla ilgili görüşleri dinlediğimizde bir şey dikkatimi çekti: Sanki bizim personel rejimimizde bir teftiş, murakabe, denetim, adına ne dersek diyelim, böyle bir rejim yok. Yeniden, yepyeni, sıfırdan Teftiş Murakabe Denetim Komisyonu kuruluyor ve bütün Türkiye'deki personelin bu konuda, özellikle de kolluğun denetimi sağlanacak. Bu şekilde baktığımız vakit bütün kurumların içerisinde var olan teftiş heyetlerini, zaten yapılmakta olan gerek Jandarmanın gerek Emniyetin gerek Sahil Güvenliğin gerek bütün kurumların teftiş ve denetim ekiplerini, heyetlerini sanki yok kabul ediyormuşuz gibi bir görüntü ortaya çıkıyor. Oysa, bu kurumların kendi içerisinde yapmış oldukları adli soruşturmanın başlangıcı olan 4483 sayılı Kanun'la başlatılan soruşturmalar, disiplin soruşturmaları zaten yapılmaktadır. Kanunun amacına bakıldığında yapılan yani "Kol kırılır yen içinde, baş yarılır fes içinde." görüntüsünün zaten olmadığını, tersine olan, yapılan soruşturmaların bir merkezî sistemle izlenmesi bunun dışında da İçişleri Bakanına önerilerde bulunmak... Ayrıca, herhangi bir savsaklama görüldüğünde bu denetim sonucunda, merkezî sistemde kayıt altına alındığı esnada bir savsaklama görüldüğünde yetkili mercilerden soruşturma açılmasını istemek...
Yine, şu ana kadar rejimimizde olmayan bir şey, kamuoyunu bilgilendirmek, sivil toplum kuruluşlarıyla irtibata geçmek, iş birliği yapmak gibi yeni bir yapı getirmektedir. Aynı şekilde, bizde bunun dışında ombudsmanlık sistemi de vardır. Onun dışında, Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru hakkımız var. Bunların hepsinin merkezi bir sistemde kayıt altına alınması, tabiri caizse memurun kolluk gücünde, görevli personelin hakkında bir nevi anatomisini çıkaran bir yapıyı getirdiğini düşünüyorum. Batıdaki örneklerine bakıldığında her ülkenin kendine göre birtakım nevi şahsına münhasır özellikleri vardır. Mesela, Fransa örneğinde yasama yargı ağırlıklı bir şey vardır. Dolayısıyla, burada kurulan Komisyonun İçişleri Bakanlığı Müsteşarı Başkanlığında olmasına rağmen, ben kurula dışarıdan katılan üyelerle bağımsızlığının da oluşturulduğuna inanıyorum ve kanunun bu şekliyle bir boşluğu dolduracağına inanıyorum.