TAHSİN TARHAN (Kocaeli) - Sayın Başkan, özellikle, iktidar milletvekilleri millî dava olarak gördü. Ben konuyu şöyle, biraz daha açmak istiyorum: Yerel markalaşma anlamında faydalı bir yasa tasarısı ama uluslararası markalarla rekabet etme tartışılmalı. Yani bu yasa sadece markalaşma anlamına gelmiyor. Bu yasaya imza atıyorsanız Avrupa Birliği kriterlerine uyacaksınız. Biz Türkiye olarak yan sanayiciyiz ve biz bunu yaşıyoruz, özellikle, Türk firmaları fuarlara gittikleri zaman çok büyük cezalar ödüyor. Örnek olarak, Mercedes'in bir ürününü ürettiğiniz zaman gelip size ceza kesebiliyorlar. Yani burada sadece markalaşma değil, bir de uluslararası sözleşmelere imza atmak, bunu kabul etmek anlamına geliyor. Onun için, bu 194 madde Büyük Millet Meclisinde de -siz de biliyorsunuz- kaç günde geçer? Biz diyoruz ki: Biz zaten Cumhuriyet Halk Partisi olarak bu yasa tasarısını destekliyoruz, buradaki eksikleri gidermek için bir alt komisyon oluşturalım. Bize brifing verildiğinde arkadaşlar söze şöyle başlıyorlardı: "Evet, eksikler var ama olumlu." Avrupa Birliği Bakanlığı temsilcisi dahi konuşmasına böyle başladı, "Evet, eksikler var ama olumlu." Neden eksikler olsun ki? Yani bu eksikleri gidermek için alt komisyon oluşturup orada tamamlayalım, orada tartışalım, Büyük Millet Meclisinde de önergelerle işi uzatmayalım, orada da takır takır yasaları geçirelim. Bizim istediğimiz bu, başka bir şey değil yani. Oradaki komisyon, eksikleri tek tek, teknik olarak, sivil toplum örgütleriyle birlikte bir araya gelerek çözsün, biz de destekleyelim, diğer muhalefet partilerinin de destekleyeceğine inanıyorum. Hızlı şekilde, Büyük Millet Meclisinin de zamanını almayalım diye düşünüyorum.

Teşekkür ederim.