KOMİSYON KONUŞMASI

SAİT YÜCE (Isparta) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sunumlar için de ayrıca teşekkür ederim.

Komisyonumuzun adı "Aile Bütünlüğünün Korunması ve Boşanmaların Önlenmesi"; bu sefer çerçevemiz bu. Yani, boşanmaları kolaylaştıracak ya da mazur gösterecek şeylerden alabildiğine uzak kalmamız lazım ama boşanma da bir hak mıdır? Haktır. Kur'an'da da Allah'ın en sevmediği ama caiz olan bir şey olarak ifade edilir. Tabii ki gerekiyorsa boşanmak da doğru bir şeydir.

Benim size sormak istediğim bu cinsel kimlik gelişimini olumsuz etkileyen birçok unsur; ebeveyn, televizyon, İnternet, davranışlar, çevre vesaire ama bu boşanmaların bu tür cinsel gelişimi olumsuz etkilediğine dair bilimsel kanıtlarınız var mı? Çünkü bunlar bizim Komisyonumuz için de önemli ve insanları hakikaten bu konuda uyarmak gerektiğini düşünüyorum.

Bir de tabii, Freudcu ya bilim adına, psikoloji adına, psikiyatri adına yapılan çok ciddi, vahim hatalar da var. Yani insan fıtratına uymayan birtakım şeyleri Batı'dan... Batı zaten kendi toplumunu bozmuş, kendi nesillerini büyük ölçüde bozmuş -hepsini diyemeyiz ama- aynı bozulan şeylerin tedavisini biz onlardan değil de kendi değerlerimiz ve ölçülerimiz istikametinde geliştirmemiz lazım geldiğini düşünüyorum. Bu açıdan, bu cinsel davranış bozukluklarında aile bütünlüğünün önemi konusunda ne söyleyebilirsiniz, bunun korunması açısından?

HAYAT SAĞLIK VE SOSYAL HİZMETLER VAKFI TEMSİLCİSİ DOÇ. DR. MURAT COŞKUN - Sayın Vekilim, yani veri temelli olarak soruyorsanız doğrusu ülkemize dair bir veriyi -yine üzülerek- bilmiyorum açıkçası.

SAİT YÜCE (Isparta) - Bir tespit olarak...

HAYAT SAĞLIK VE SOSYAL HİZMETLER VAKFI TEMSİLCİSİ DOÇ. DR. MURAT COŞKUN - Yine bu proje kapsamında yaparsak sizinle zevkle paylaşacağım ama şunu söyleyebilirim, hani yurt dışında... Bu arada şöyle söyleyelim, az önce sorduğum şu soruya Amerikalı ebeveynlerin yüzde 95'i de "Hayır." diyor yani Amerikalı ebeveynlerin de hani Amerikan toplumu, Batı toplumu her ne kadar böyle desek de onların da, aslında toplumun da o bakış açısı hemen hemen bizim toplumumuzla aynı yani. Türkiye'de de bir anne-babaya sorsak herhâlde yüzde 99,9'u "Yok, hayır, çocuğum öyleyse öyle olsun isterim ben." falan der, kimse bu durumun zaten olmasını arzu etmez. Amerika'daki ebeveynler ya da Batı'taki ebeveynler için de bu geçerli, orada da bu arzu edilen, olması istenilen bir durum değil. Bunu söyleyerek başlayayım.

Bu konuyla ilgili doğrusu hani aklımda olan, bildiğim bir veri şu var ama orada da şöyle bir kısıtlılık var: Tabii, Amerikan toplumuna dair bir veri bu. Orada zaten çocukların yüzde 40'ı "single parently" şekilde büyüdüğü için en az yani yüzde 40'ı neredeyse çocukluğundan beri tek ebeveynle büyüyor. Şimdi, orada yapılmış bir çalışmada boşanmış olmakla olmamanın pek bir etkisi bulunmadığından bahsedilmiş ama orada şu kısıtlılık var: "Boşanmış ama ne zaman, çocuk kaç yaşındayken boşanmış, 10 yaşındayken mi boşanmış, 1 yaşındayken mi boşanmış?" konusu çok önemli. Mesela, orada bir etki bulunmamış ama dediğim gibi, Amerika zaten yüzde 40 boşanmış ailenin olduğu bir toplum ve bu çalışmalarda yüzde 40 bulunmuş, toplumla aynı gidiyor.

SAİT YÜCE (Isparta) - Yani şöyle bir şey de diyebilir miyiz: O zaman bu cinsel davranış bozuklukları konusunda başka bir veri var mı elinizde? Yani Amerika'da bu mesela bizim ülkemize göre çok daha fazla bozukluklar, zaten öyle göstergeler de var ama bu bilimsel bir veri olarak var mı elinizde?

HAYAT SAĞLIK VE SOSYAL HİZMETLER VAKFI TEMSİLCİSİ DOÇ. DR. MURAT COŞKUN - Kanaat olarak söyleyebilirim, veri olarak değil. Batı toplumlarında bizden daha fazla olduğunu söyleyebiliriz. Burada şununla da alakalı: Yani bu işte "gender flexibil" dediğimiz yani cinsiyet esnek yaklaşım ya da... Mesela diyelim, üniseks toplum olmanın burada...

SAİT YÜCE (Isparta) - Üniseks mağazalar var mesela.