ZEYNEP ALTIOK (İzmir) - Rasyonel olarak baktığımızda Gamze Hanım'a ben de katılıyorum. Evet, zaman geçmişliği de bir gerçekliktir, Fatma Hanım'a da katılıyorum ancak insan hakları çerçevesinde kapsayıcı tüm yapılan yorumlara yanıt vermiş olayım.

Öncelikle, zaten herhangi bir tahakküm ya da gidip üstten, baskıcı bir dil insan haklarını temsil eden bir komisyonun hiçbir üyesine yakışmayacaktır, böyle bir tutumumuz olmayacağı aşikâr, hani tartışmaya bile gerek görmem, hemfikir olduğumuz bir yerde olduğumuzu düşünürüm. Öte yandan, evet, davası sürmekte ama ne yazık ki kimi davalar sonsuza kadar sürüyor bu ülkede, benim bireysel deneyimlediğim dava başta olmak üzere. Umarım ki bu davanın akıbeti böyle olmaz.

Diğer bir hususuyla dile getirecek olursak, kamera kayıtları sabit olduğu için "Eğer varsa..." gibi bir cümleye de mahal bırakmayan bir durum söz konusu. Keza, özellikle İzmir'de başka karakollarda daha sonra benzeri yine belgeli olaylar da oldu. Belki kapsam genişletilir ama onu şimdi burada tartışmak yersiz. Ben böyle bir uygulamanın aslında sadece İzmir özelinde kalmayacağını, en azından İnsan Hakları Komisyonunun bu anlamda ciddiye alarak, duyarlılık göstererek, zaten kısıtlı bir çalışma süresinde de toparlanabilecek bir çalışma yürüterek bu alandaki görüş ve hassasiyetini yerine getirmesi gerektiğini düşünüyorum. Bu nedenle bence yapılacak bir ziyaretle ve birkaç görüşmeyle bir raporlama uygun olur kanaatindeyim.

Görüşlerinize sunarım.