NURETTİN YAŞAR (Malatya) - Benzeri şeyleri tekrar etmemek için söyleyeceğim. Bünyesinde icrai faaliyette bulunduğumuz Komisyonun alanına giren konularda genellikle insan hakları konusunda olası ihlalci devlettir. Dolayısıyla, devlet üzerine çok fazla böyle başka bir varlıkmış gibi, başka bir oluşummuş gibi hassasiyetle titremek bizi bu konuda doğru bir yere götürmez diye düşünüyorum.

Başından beri hassas olduğumuz bir alan. Ruhi Bey'in, evet, güvenlik güçlerinin moral motivasyonunu bozmamak gibi bir hassasiyeti kayda değer bir hassasiyet ama konumuz insan. İnsana yönelik herhangi bir ihlali gözden kaçıramayız, umursamazlık edemeyiz. Bu konuda ilk günden beri Başbakanımız da özellikle doğu, güneydoğuda cereyan eden konularda bizzat kendisi takipçisi olacağını söylemişti. 1990'larda belki geçerli bir jargondu, argümandı ama şimdi gördük ki güvenlik güçlerimizin de moral ve motivasyonu bozulmuyor yani terörle mücadelede azimleri, dirençleri kırılmıyor, daha bir inançla, daha bir güçle görevlerini yapıyorlar. Bu nedenle, şunu özellikle öğrenerek Fatma Hanım'a katkı olsun diye söylüyorum, aynı şeyi düşünüyorum: Orada yapılan şeyleri bir bilelim yani ilgili memurlarca ne yapıldı, nasıl edildi çünkü dönem dönem bu olan şeyler, güvenlik güçlerimizi ya da devlete katkı sağlamıyor, devletin itibarını ve güvenlik güçlerinin saygınlığını zedeliyor. Mesela, o KCK tutuklamalarını hatırlıyoruz, hepimizin hafızalarında yerleşik fotoğraflar var. Onların bu ülkeye, bu ülkenin insanına, devlete, güvenlik güçlerine hiçbir faydası olmadı, hepsine zarar verdi. Aynı şeyleri önlemek bizim görevimiz. Tekrar söylüyorum, bizim işimiz bu ülkede on yıllardır daraltılan siyasetin alanını genişletmek, sivil siyasete mümkün olduğu kadar alan tanımak. Bu da işte bizlerin teker teker faaliyetleri üzerinden cereyan edecek.

Teşekkür ederim