| Komisyon Adı | : | KAMU İKTİSADİ TEŞEBBÜSLERİ KOMİSYONU |
| Konu | : | TRT Genel Müdürlüğünün 2013 ve 2014 yıllarına ait bilanço ve netice hesaplarının görüşmeleri |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 1 |
| Tarih | : | 27 .04.2016 |
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Teşekkür ediyorum.
Şimdi, sevgili kardeşimden başlayayım, o diyor: "Biz TRT'nin evveliyatını biliriz." Ben biraz daha yaşlı olduğum için ben daha evveliyatını biliyorum. Tabii, TRT ilk yayınlarına başladığında Türkiye'nin her tarafında yayın yoktu, ben de ilk yayını bir denizaltı SAS subayının Amerika'dan getirmiş olduğu televizyonda Gölcük'te seyrettim, evlerinde, ilk defa orada gördüm.
BAŞKAN - Sene kaç Sayın Akar, sene vermek ister misiniz?
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Bayağı eski.
Daha sonra köylere, muhtarlıklara konulan televizyonlarla -işte nahiyelerde, köylerde herkes şehirlerdeki kadar zengin değildi, o zaman televizyon edinmek çok pahalıydı, bir de her tarafta yayın yoktu- oralarda seyretmeye başladık. Sonra hatırlıyorum, eve televizyon aldı babam -devlet memuruydu- uzun bir koridorumuz vardı, sinema salonu gibiydi. Her akşam kaçta açılıyordu TRT, yedide mi açılıyordu, sekizde mi açılıyordu? İşte oraya böyle insanlar istiflenmiş bir şekilde televizyon seyredilirdi. Bir şey daha hatırlıyorum, çok önemli olduğunu da düşünüyorum. İnanın, o İstiklal Marşı okunduğunda insanlar ayağa kalkardı ve böyle bir saygı duruşuna geçerlerdi. Böyle bir ortamdan teknolojinin ilerlemesiyle, imkânların çoğalmasıyla yeni yeni kurumların, özel sektörün de devreye girmesiyle ilerlemeler kaydedildi. Bunlar realite, bunlar gerçek.
İşte, biraz evvel Genel Müdür konuşmasında 4K'ya geçtiklerini, bir tane yayın yaptıklarını 4K'yla ilgili... 4K ultra HD galiba, değil mi?
TRT GENEL MÜDÜRÜ ŞENOL GÖKA - Yani ilk sadece maç naklen yayını oluyor.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Yani devam ediyorsunuz ama daha henüz insanların bunu seyredebilecek teknolojiye de evlerinde sahip olmadığını biliyoruz. Bu süreç içerisinde o insanlar da o teknolojiye sahip olacaklar yani bu sizin vizyonunuz, sizin öngörmüş olduğunuz şeyler değil, dünyaya gelişime ayak uyduruyor Türkiye'nin tüm kurumları, siz de olsanız, bir başka iktidar da olsa bu...
HASAN TURAN (İstanbul) - Haydar Bey, kötü olunca bizden oluyor, iyi olunca...
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Öyle değil, kötü olunca sizden değil, sizden öğrendik, kötü olunca devletten, iyi olunca sizden.
SALİH ÇETİNKAYA (Kırşehir) - Ama ben orada zihniyeti söyledim.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Arkadaşlar, durum bu, olay böyle. Kim kötü yaparsa bunu eleştirelim, iyi bir şey yaptığında da onu yerine koyalım, nasıl yapması gerektiğinde eksiklik varsa, hatalar varsa nasıl yapması gerektiğini de söyleyelim.
Tabii, konular böyle üst üste gelince Genel Müdüre bir geçmiş olsun demeyi de unuttuk.
Geçmiş olsun Sayın Genel Müdür, ameliyat olmuşsunuz galiba, bildiğim kadarıyla.
Şimdi, arkadaşlar, bir kurum sadece ihalelerle değerlendirilmez. "İhalelerde yolsuzluk var." demek, "İhaleler düzgün yapılmıyor." demek, "4734 sayılı Kanun'a uygun yapılmıyor demek; sadece bununla değerlendiremeyiz. Bunun içerisinde birçok şey var, personel istihdamından, hukuk bürosunun yaptığı işlerden, ambarlardaki bekleyen malzemelere kadar, borçlarından alacaklarına kadar her şeyine birden bakmamız, topyekûn değerlendirmemiz gerekiyor. Bir kurumu başarılı kılabilmemiz için de bunların birçoğundan geçer not alması gerekiyor. Eğer bunların birçoğundan geçer not almıyorsa o kurum için çok övgüyle bahsetmek yani bizim bu vazifemiz değil, o kurumdaki eksikliği söylemenin asıl vazifemiz olduğunu düşünüyorum, bunları nasıl düzeltmesi gerektiğini söylemenin doğru olduğunu düşünüyorum.
Şimdi, TRT'de 7 bin kişi çalışıyor. 7 bin kişinin çalıştığı yerde siz prodüksiyonları -işte neyse, filmcilerin tabir ettiği şekilde- dışarıdan almak demek, bununla izah etmek doğru değil. Eskiden TRT bütün programlarını kendi yapardı, doğru. Özel televizyonlarla beraber dışarıda kurumlar gelişmiştir, özel sektör bu işe el atmıştır ve TRT ve özel sektör olmak üzere, pazarlıyorlar ürünlerini, kim beğenirse, kim daha iyi ücret verirse, kim daha çok kazandırıyorsa ona satıyor, sadece TRT'ye satmıyor ki TRT dışındaki diğer özel televizyonlara da satıyor. O zaman başka bir yanlışlık var. Hemen tersten baktığımızda, 7 bin personelin çok fazla olduğunu görüyoruz, değil mi? Bir kurum neyle ölçülür? İşte bunlarla ölçülür. 7 bin personel çok fazla. Bu personel de emredilen istihdam kanunlarına veya personel kanunlarına göre edinilmemişse, liyakat usulü uygulanmamışsa bunu savunmak değil, eleştirmek lazım, bunun yanlış olduğunu ortaya koymak lazım. Biraz evvel Atila Bey örneğini verdi, Başkan da yanlış anladı. Bir yaş üzerinden biz hep konuşuruz böyle şeyi, genç, vizyoner insanların CEO olması, genel müdür olmasını destekleyen biz zaman zaman da konuşuyoruz arkadaşlarla.
BAŞKAN - Sayın Akar, özür dilerim.
Konuyu devam ettirmek istemem.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Yo, yo, yaş olarak anladınız.
BAŞKAN - Bakın, gayet iyi anladığımı düşünüyorum.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Yok, yaşla bir ilgisi yok orada.
BAŞKAN - Hayır, kesinlikle var.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Peki, öyle kabul edelim. Ben öyle düşünüyorum, yanlış anladığınızı. Çünkü biz zaman zaman konuştuğumuzda kurumları, daha vizyoner, daha iyi yetişmiş...
BAŞKAN - Şahsen ben de şaşırdım, Cumhuriyet Halk Partisinin yaklaşımının da bu olmadığını biliyorum.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Biz böyle düşünüyoruz, düşündüğümüzü de biliyorsunuz. Ama personel istihdam ederken bunlara bakılır. Şimdi, iletişim fakülteleri var, oradan mezun çocuklar var. Bu kadar iletişimle ilgili özel kurumlar var, bu kurumda yetişmiş insanlar var ama hiç alakası olmayan insanların bu kurumlara yerleştirilmesi... İşte buna karşı çıkacağız sevgili kardeşim, buna siz de karşı çıkacaksınız, biz de. Eğer personel ihtiyacı varsa ve personel ihtiyacına istinaden liyakaten alınması gereken kriterlere uygunsa hiçbirimizin bir söz söyleme hakkı yok buna ama bir köyden, 48 nüfusu olan bir köyden -11 kişiyi veya kaç nüfusu bilemiyorum- 11 kişiyi oraya yerleştiriyorsa bundan önce sizin buna tepki göstermeniz gerekiyor çünkü siyasi algıyı biz sizin üzerinizden yürütüyoruz, kurum üzerinden yürütmüyoruz veya kurumdaki genel müdür üzerinden, genel müdür yardımcıları üzerinden yürütmüyoruz ki biz sizin üzerinizden bir siyasi algı yani iktidar partisi üzerinden bir siyasi algı yürütüyoruz bu konuda. İşte bizim elimizi ne yapmanız lazım sizin? Zorlaştırmanız lazım. Buna ilk tepkiyi sizin koymanız lazım.
Şimdi, bakıyorum, "Dışarıdan sağlanan hizmet ve faydalar." diyor. Sayıştaya dönüyorum hemen, rapor gün geçtikçe daha da inceliyor, herhâlde birkaç sene sonra biraz daha incelenecek, hiçbir şey kalmayacak raporda ve paranın, toplanan paranın yani vatandaştan... TRT'nin bir özelliği de nedir? Diğer şirketler gibi değil, diğer şirketler kendi finansından, birikiminden koyuyor, reklamından koyuyor, pazarlamasını yapıyor, falan falan yapıyor, yaşamını orada idame ettiriyor. Bunlar 70 kişi, 100 kişi, 200 kişi çalışıyor. Bu kurumda 7 bin kişi çalışıyor, reklam pastası düşük, reklamdan pay alamıyor. Tamam, devlet kurumudur, almasın diyoruz, vatandaş katkı sunuyor. O vatandaşın içinde bizler de varız arkadaş. Demin bir şeyden yakındınız, "Eski Türkiye'de bize öğretilmek istenen..." dediniz. Ben eski Türkiye'yi kabul etmiyorum, eski Türkiye'nin içinde hepimiz vardık. Gerçi biz altmış beş yıldır iktidar olmadık. Eski Türkiye'de, sizin eski Türkiye'de bir zaman sahip çıktığınız insanlardı onlar ama problem o değil, anlatmak istediğim de o değil. Şimdi, bu kadar...
HASAN TURAN (İstanbul) - Biz kafadan bahsediyoruz.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Şimdi "Size hitap etmiyor." dediniz. Şimdi de bize hitap etmiyor. Niye hitap etmiyor? Örneğin, başlayayım...
Şimdi, arkadaşlar, başlayayım, niye bize hitap etmediğini aslında en sonunda söyleyecektim, hemen buradan gireyim. Niye hitap etmiyor? Bakın, şurada, elimde -yanlışsa Sayın Genel Müdür umarım daha sonra düzeltir- TRT'de 1 Ekim 2015 ile 31 Ekim arasındaki TRT'de yapılan programlar. Şimdi şöyle bir gerekçesi var: Ben bir soru önergesiyle de sormuştum daha önce bir KİT Komisyonunda, bana gelmiş rakamlar. Başbakan demiş yani Hükûmet, bakanları içine aldığı kısmı ayırmış, Başbakan demiş, altına yazmış şu kadar saat kullanıldı diye, sonra da AK PARTİ demiş yani bakanı AK PARTİ'li kabul etmiyor, Başbakanı AK PARTİ'li kabul etmiyor ama ne diyor? Bizi CHP diyor, MHP diyor, BDP diye ayırıyor. Şimdi, ne zaman yapıyor bunu? Ben 1 Ekim ile 31 Ekim arasında çıkartmışım bunu, elimde liste var. Ne zaman yapıyor bunu? 1 Kasım seçimlerinden önce yapıyor, değil mi arkadaşlar?
Şimdi bakalım, eğer hakkaniyetliysek, eğer gerçekten doğruysak, doğru düşünüyorsak, burada bir gerçekten eşitlik, TRT'nin görev tanımında olan eşitlik ilkesine uygun tavır alınmışsa söyleyecek hiçbir sözüm yok.
Diyebilirsiniz ki burada, bakın, demin söyledim bu açıklamayla, bir gerekçe söyleyebilirsiniz "Bakan ve Başbakan olduğu için, Hükûmet oldukları için daha çok yer verilmiştir." Şimdi okuyacaklarımızı...
HASAN TURAN (İstanbul) - CHP'ye de...
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Dinle, dinle, onu söyleyeceğim, onu da söyleyeceğim, bir acele etme.
Veya bir başka neden de söyleyebilirsiniz, partilerin, siyasi partilerin 1 Ekim-31 Ekimde yayın yapıyorsanız 7 Haziran seçimlerinde almış oldukları oy oranlarına göre bir değerlendirme yapmanız gerekiyor çünkü TRT'nin bundan önceki savunmalarının hepsinde siyasi partilerin almış oldukları oy oranlarına göre bir değerlendirme yapıldı, sürekli bizim önümüze kondu.
Şimdi bakıyorum: 1 Ekimde 1 kişi AKP, Kayseri milletvekili adayı, eski Bakan Taner Yıldız, 56 dakika. AKP Genel Başkan Yardımcısı Nükhet Hotar 2 Ekimde on beş dakika.
Sayın Babuşcu, sizin de var, onu da söyleyeceğim.
CHP Milletvekili Gaye Usluer, 3 Ekimde kırk dakika. Devam ediyorum... 4 Ekimde 4 kişi konuşuyor, biri MHP, Oktay Vural, 37 dakika, AKP Genel Başkan Yardımcısı Abdulhamit Gül, AKP Konya milletvekili adayı Halil Etyemez, AKP Ankara milletvekili adayı Ahmet Gündoğdu.
5 Ekime geçiyorum: Beşir Atalay konuşuyor. Bir görevi yok Beşir Alatay'ın bildiğim kadarıyla 5 Ekimde ama eski bakandır falan diye geçiyorum orayı. Yine aynı gün AKP Milletvekili Selçuk Özdağ. Selçuk Özdağ, şimdi sizin parti yönetiminde ama o gün Selçuk Özdağ parti yönetiminde değildi. AKP milletvekili Erol Kaya...
Müsaade et Başkanım.
BAŞKAN - Hayır, 5 Ekimde genel başkan yardımcısıydı.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Selçuk Özdağ mı?
BAŞKAN - Tabii.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Tamam, öyle kabul edelim, genel başkan yardımcısı kabul edelim, ben atlamışım.
7 Ekim AKP Milletvekili Şamil Tayyar, yine 7 Ekimde AKP Milletvekili Lütfi Elvan, Lütfi Elvan o tarihte bakandı bildiğim kadarıyla. Evet, devam ediyorum, hepsini okumayayım, 22 Ekimi örnek vereyim sonradan total, kümülatif rakamları söyleyeceğim. 22 Ekimde AKP YSK temsilcisi Şeref Malkoç 60 dakika. TRT Sayın Genel Müdürüm, HSYK'da bizim de temsilcimiz var. AKP Genel Başkan Yardımcısı Ömer Çelik 49 dakika, AKP Milletvekili Şeref Malkoç 57 dakika bir başka program aynı gün içerisinde yapıyor, 25 Ekimde de Aziz Bey yapıyor, o dönemde siz milletvekiliydiniz ama parti göreviniz yoktu değil mi Aziz Bey, bildiğim kadarıyla öyle, yanılıyorsam düzeltin. Aziz Bey'e de süreyi çok uzun tutmamışlar, 30 dakika vermişler Aziz Bey'e. Böyle gidiyor arkadaşlar.
Yine, mitinglere baktığımızda, mitingler de aynı şekilde AKP mitingi 30 saat 49 dakika, CHP mitingleri 4 saat 41 dakika yer alıyor, MHP 1 saat 7 dakika yer alıyor. Şimdi biraz evvel, 1 Ekim-31 Ekim arasında söylediğim, 57 konuk almış TRT, biri Oktay Vural, biri bizim Gaye Usluer, 2'si bizim, 55'i AKP milletvekili, genel başkan yardımcısı, bakanlar. Bakanları ayırıyorum, hani dedim ya, bu, bir gerekçe olarak gösteriliyor ama seçim dönemini yaşıyoruz. Aynı dönemle ilgili YSK üç kez karar almış. Bakın, bu 30 Marttan önce karar tarihleri eski tarihler bunlar bende. Mesela 30 Marttan önce de YSK 3 kez karar almış TRT'yle ilgili, 15/3/2014'te, YSK 29/3/2014'te, yine YSK biri 766 sayılı Karar, 969 sayılı Karar ,970 sayılı Karar. 3 tane karar almış ve bakın 30 Marttan önce 15/3/2014'te AKP 13 saat, CHP sadece 45 dakika, MHP 48 dakika, BDP 2 dakika. 15/3/2014'te 21/3/2014 arası AKP 17 saat 36 dakika, CHP 1 saat 1 dakika, MHP 1 saat.
Şimdi, bunların Sayın Genel Müdürüm, ne eşitlik ilkesiyle, ne dürüstlük ilkesiyle, ne doğruluk ilkesiyle hiçbiriyle bağdaşmadı. Bakın ben 5 senedir KİT Komisyonu üyesiyim. Bir Taksi programı vardı, bir Taksi programına çıktım TRT'de şimdiye kadar. Onun da bizim sizi ziyaretimizden sonra 26 Ocak 2016'dan sonra...
ORHAN DELİGÖZ (Erzurum) - Biz daha çıkmadık.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Siz 3 çıkıyorsunuz, biz 1 çıkıyorsunuz da kalabalıksınız, size sıra gelmemiş.
Ondan sonra bu program kaldırılmış, Taksi programı, herhâlde orada da bir kısım da olsa, az da olsa, nadir de olsa izleniyordu o program çünkü ne yapıyoruz biz seçmenlerimize mesaj atıyoruz.
OKTAY ÇANAK (Ordu) - Sizden sonra mı?
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Yok benden sonra değil. Biz bir TRT'yi ziyaret ettik Sayın Genel Müdürü, 26 Ocaktı galiba tam hatırlayamıyorum, o tarihten sonra bu program da yayından kaldırılmıştı.
OKTAY ÇANAK (Ordu) - Baskından sonra mı kaldırıldı?
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Ziyaret yaptık, biz öyle düşünüyoruz. Genel Müdüre 3 kez haber verdik "geliyoruz" diye. O gün bir cenazesi varmış, geç geldi, aramızda ufak tefek tatsız şeyler yaşandı ama sonuçta hepimiz bir görevi icra ediyoruz, bunu bir kangren hâline dönüştürmemek lazım diye düşünüyorum.
Şimdi arkadaşlar, bu devletin kanalı ve bu para...
REŞİT POLAT (Kilis) - Ulusal kanallarda daha farklı bir uygulama mı var?
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Diğer bir kanal yok. Şimdi arkadaşlar, ben bunu Show TV'ye... Bakın havuz medyası... 630 milyon dolar bir akşamda toplanarak satın alınan havuz medyasından sormuyorum, sorma hakkım da yok bunu, tamam mı, TRT'den soruyorum. Niye TRT'den soruyorum? Senin ne kadar katkın varsa o TRT'de bandrol olarak, elektrikte ödediğim para olarak benim de katkım var o kadar. Artı TRT, devlet kurumu. Nedir? Hükûmetin kurumu değil TRT, devletin kurumu. AKP gider A partisi gelir, B partisi gelir, C partisi gelir fark etmez TRT yerinde durur eğer özelleştirilmemişse. Bu kadar özelleştirmeye yakın duruyorsunuz, zarar etmemesi gerektiğini söylüyorsunuz kurumların ve zaman zaman biz de burada bazı kurumlara söylüyoruz ama TRT'yle ilgili asla söylemiyorsunuz çünkü bir siyasi yayın organı hâline dönüştürülmüş bu alan. Şimdi arkadaşlar buna söyleyecek bir söz yok, bu, benim tezimi doğruluyor. Yani bir siyasi yayın alanına dönüştürüldüğünü doğruluyor. Bakın çıkıyorum, Başbakanı çıkıyorum, Hükûmeti çıkıyorum...
ORHAN DELİGÖZ (Erzurum) - Belki reyting yapmak için öyle davranıyordur.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Öyle mi? Peki. Umarım yapar ama onda da yoklar. Bakın kızmayacağım. Umarım yapar ama onda da yoklar.
Bir başka boyutu arkadaşlar, bakın, çocuk kanalında Cumhurbaşkanı muhtarlarla her hafta toplantı yapıyor. Artık bu, özel bir toplantı değil, yılda bir yapılan Sayıştayın, Danıştayın bir genel kurul toplantısı değil. Ve her hafta yayınlanıyor. Zaman zaman bazı şeylerde çocuk kanalından yayınlanıyor, bütün kurumlar var.
Şimdi arkadaşlar, Başbakan il başkanlarınızla toplantı yapıyor canlı yayınlıyorlar. Karşı çıkmıyorum ama eşitlik ilkesi bu değil. Başbakan Davutoğlu AKP Genel Başkanı olarak il başkanlarıyla toplantı yapıyor, tüm siyasi partilerin il başkanlarını çağırıp toplantı yapmıyor ki başbakan olarak, AKP'nin il başkanlarını çağırıyor.
BAŞKAN - Ben Sayın Kılıçdaroğlu'na da izledim il başkanları toplantısında.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - 3 dakika falan izlemişsinizdir.
BAŞKAN - Hayır, çok sık yapmadığınız için.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Yok biz yapıyoruz. Yapıyoruz, iki ayda bir periyodik yapıyoruz. Van'dayız, 14-15'te TRT'yi davet ediyorum. 14-15 Mayısta Van'dayız. İl başkanları toplantımız var, buyursun iki ayda bir yapıyoruz, koordinatörlerden biri benim.
BAŞKAN - Ben izlediğimi hatırlıyorum.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Eğer diyorum TRT Başbakan vasıtasıyla gidip bütün siyasi partilerin il başkanlarını çağırıyor, toplantı yapıyorsa yayındasın bütün kanallarından yayınlansın. Ama Başbakan sadece AKP il başkanlarıyla yapıyorsa, Başbakan sadece AKP büyükşehir belediye başkanlarıyla yapıyorsa -çok rica ediyorum- yani aklımızla kimse dalga geçmesin arkadaşlar. Burada bir hakkaniyet, burada bir dürüstlük, doğruluk beklemek mümkün değil. Sizden ricam, gelecek toplantıya kadar, KİT Komisyonu toplantısına kadar -gelecek yıl bu toplantıda umarım burada oluruz, Türkiye'de konjonktür değişiyor- bunları düzeltin Sayın Genel Müdür. Kimse o zaman sizi eleştiri hakkına sahip olmaz. Hükûmet de eleştiremez. Bu arkadaşlarımız, eğer Başbakanı gösteriyorsanız il başkanları toplantısında, Cumhuriyet Halk Partisi il başkanları, MHP il başkanlarını, HDP il başkanlarını veriyorsanız kimse sizi eleştiremez burada. O hakka da sahip değiliz. Eşitlik ilkesi böyle bir şey, doğruluk böyle bir şey, hepimizin katkılarıyla yapılan iş böyle bir şey.
En son KİT Komisyonuyla ilgili şeyimi söyleyeyim. Şimdi soru önergeleri vermişiz sizlere -sayısal olarak, kâğıtlarımın içinde kayboldu- şurada bakın: 21'inci Dönemde verilen soru önergesi 70 adet, 24'üncü Dönemde verilen 219 adet, 23'üncü Dönemde 274 adet, 22'nci Dönemde 148 adet soru önergesi verilmiş, 25'inci Dönemde verilen önergeler hükümsüz kalmış, yenisi 26'ncı Dönem olduğu için, 26'ncı Dönemde 17 adet soru önergesi verilmiş, kurum hiçbirine cevap vermemiş.
BAŞKAN - Sayın Akar, bunu, benzer konuları daha önce de konuştuk.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Ama aynı şeyleri yaşıyoruz bütün kurumlarla.
BAŞKAN - İlgili bakan üzerinden cevaplandırılması gerekiyor. Kurumu bu konuda eleştirmek bence çok doğru değil.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Şimdi, Sayın Başkan o zaman bir şey yapalım, bir tavsiyede bulunalım, bütün bakanlıklara yazalım.
BAŞKAN - KİT Komisyonu üzerinde, Komisyon toplantısında bunu konuşmak da hedefe ulaşmak açısından, elbette ki konuşun, söyleyin ama bence doğru muhataplar burada değil.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Evet, ama konuşulmasında fayda var, konuşmazsak hiçbir yere gelmez.
BAŞKAN - Bakın, konuşmayın demiyorum ama sonuç elde etmek için bence muhatabıyla konuyu konuşmak lazım.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Siyasallaştırma kısmını söyledik. Mesela Millî Piyangonun çekilişlerini yayınlamıyorsunuz. Bir kanun var, TRT dışında sizlerle konuştuk Millî Piyangoda, hatta "Bunu açalım, bir kanun çıkartalım, bütün ulusal şirketler girsin." dedik. Niye yayınlanmıyor arkadaşlar, ben merak ediyorum, niye yayınlanmıyor Millî Piyangonun? Hatta Millî Piyangoya reyting yapmak istiyorsa TRT...
ZEKERİYA BİRKAN (Bursa) - Siz eleştirmediniz mi geçende İddaa'yı, şans oyunlarını?
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Hayır, siz "haramdır" dediniz, ben de "Hadi bir kanun teklifi hazırlayalım." dedim.
ZEKERİYA BİRKAN (Bursa) - Kumara karşıyız.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Kumara karşıyız, onu eleştirmedim.
BAŞKAN - Sayın Birkan...
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Hayır hayır, sen yanlış anlamışsın. Kanun teklifi de hazır.
BAŞKAN - ...şimdi söz size gelecek.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Ben bu konuda...
ZEKERİYA BİRKAN (Bursa) - Eleştiri...
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Yo yo, eleştirme...
BAŞKAN - Arkadaşlar, Millî Piyango bitti, bence tekrar TRT'ye geri gelelim.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Konuyu karıştırıyorsanız, ben "O konuda bir kanun teklifi hazırladım." dedim. Millî Piyango çekilişleri... Çünkü suistimal yapıldığı düşünülüyor. Tekrar oraya dönmeyeyim ama bir açık, ulusal bir kanalda bu gösterilirse -ki TRT Kanunu'nda var bu, Millî Piyangoda da var- başka yere satamıyor bunu veya çekilişe katamıyor. Ama TRT niye bunu vermiyor, yayınlamıyor? Yayınlanırsa insanın şeyi de rahat olur yani orada çekiliş yapılmış, hile yapılmış olaylarından da kurtulmuş oluruz. Devlet denetiminde yapılmış olur her şey. Buna bakmak lazım.
Yine, diyorum ya "Kurumu bir bütün hâlinde değerlendireceğiz." 4734'e göre yetki aşımı yapılmış. Tespit etmiş Sayıştay. Bakıyorum bakıyorum hangi konuda yetki aşımı yapılmış, örneği nedir diye. Bunları görmemiz lazım. Yani yetki aşımı yapılan sizin tespitlerinizi bizim burada görmemiz lazım. Sayın Genel Müdürüm, yani kanunları arkadan dolanıp da kurum içerisindeki bu işle görevli arkadaşlar kendilerine tanınan limitler dışında aynı konuyla ilgili bir alım yapıyorlarsa bu bir kanunsuzluktur. Yani bana göre yanlıştır. Bugün hesabı sorulmazsa yarın hesabı sorulur. Buna da dikkat edilmesi gerektiğini düşünüyorum.
HASAN TURAN (İstanbul) - Teşekkür ederiz.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Hayır, etmeyin teşekkür. Daha çok var, daha bir saat konuşacağım arkadaşlar.
BAŞKAN - Sayın Akar, bize vereceğiniz bir süre var mı bu konuşma süresiyle ilgili olarak.
HASAN TURAN (İstanbul) - TRT'de böyle davranılırsa...
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Bir güne yaptık TRT'yi geniş olur diye.
BAŞKAN - Yirmi dakika oldu.
Tabii, buyurun ama toparlansanız da seviniriz. Şartlar ağırlaşmaya başladı.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Yine kuruma bakıyorum. Ben muhasebe açısından değerlendireceğim ama kuruma bakıyorum, bir kurumun başarılı sayılmasının kriterlerinden biri de bulundurduğu stoktur. Stoku hep 50 milyon civarında. Niye tutuluyor bu stok, 50 milyon? Bir zarar yazar, stokun orada bulundurulması kuruma her zaman zarar yazmıştır. Bu niye düşünülmüyor? Çünkü giriş-çıkış rakamlarına baktığımda, aşağı yukarı girenle çıkan eşit gibi görünüyor ama 50 milyonluk stok devreden stoklar olarak devam ediyor burada, TRT'de. Demek ki bu işe bir ilgi gösterilmiyor ya da önemsenmiyor ya da hiç bahsedilmeyen ERP programı, Sayıştay raporunda bir satır olarak bahsedilen... "Maliyet muhasebesi programını, stok programını içeren bir set olan ERP programları yazıyoruz, yazılıyor." gibi bir şeylerle geçirilmiş, bunun acilen tamamlanması gerekiyor kurumu verimli yapabilmek için.
Sizden dileğim şu: Biraz evvel söylediklerim... Çok siyasallaştırmamaya çalışıyorum. Samimi söylüyorum, burada konuşmalarımı çok siyasallaştırmadan, sadece kurumun üzerinden değerlendirmeye çalışıyorum. "Bunları gelecek toplantıda düzelterek, en azından adımlar atarak gelmenizi diliyorum." diyorum.
Meclis Taksi'yi söyledik...
Bir de şunu merak ediyorum: Bana verilen bilgi doğrudur, yanlıştır; bunu teyit ederseniz memnun olurum. Özel TV'lerde dizilerin bir bölümü 600 bin TL'ye yaptırılırken, Ertuğrul Diriliş 1,5 milyonun üzerinde bir fiyatla... Böyle bir makas var gibi duruyor, niye böyle bir maliyet çıkıyor?
BAŞKAN - Az önce "5" dendi sanki onunla ilgili.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - "5" dendi ama bana gelen rakam 1,700 civarında, 1,5'un üzerinde bir rakam ama genel müdür düzeltir onu yani eğer rakamı verirse hiç kimse sıkıntı çekmez, farklı farklı şeyleri telaffuz etmeyiz.
Yine, bakan danışmanları, bir de bir milletvekilinizin şirketiyle ilgili, Yerli Düşünce... Şunu istiyorum ben sizden: Yerli Düşünce size iş yapıyor. Hangi Yerli Düşünce firması... Ama detayını isterseniz sonra veririm. Hangi programları yaptırıyorsunuz? Haftada, ayda kaç program ve ne kadarlık bir fatura kesiyor bu? Diğerlerini de söyledim.
Tamam, teşekkür ediyorum. "Hayırlısı olsun." diyelim ama kurumun genel görüntüsü iyi değil, onu da söylemek istiyorum.
Teşekkür ederim.