KOMİSYON KONUŞMASI

MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) - Meral Hanım, ben teklifi ifade edeyim, biz usulüne uygun bir şekilde burada tartışmayı sürdürürüz.

Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Konu esasen kamuoyuna intikal etmiş durumdadır. Çünkü dokunulmazlıklara ilişkin olarak bir süredir bütün partileri dolaştık ve bu konuya ilişkin teklifimizi diğer partilerle birlikte de çeşitli konular çerçevesinde müzakere ettik, tekliflerimizi götürdük; Cumhuriyet Halk Partisine, Milliyetçi Hareket Partisine ve Halkların Demokratik Partisine teklifimizi götürmüştük. Bir süreç yaşandığı için, bütün partiler esasen teklifin mahiyetine ilişkin bilgi sahibiler.

Teklif şu zaruretten kaynaklandı: Milletvekillerinin dokunulmazlıklarına ilişkin öteden beri siyaset gündeminde bir tartışma yürüyor. Bu tartışmanın bir ayağını, Türkiye'nin 2015 Temmuzundan bu yana yaşamış olduğu terör saldırıları ve bu bağlamda siyasetin üstlendiği rol, milletvekillerinin bu konudaki tutumları çerçevesinde yargının hazırlamış olduğu fezlekeler; bir diğer ayağını da siyaset marifetiyle dokunulmazlıklar üzerinden kimi milletvekillerinin âdeta bir suç işleme özgürlüğü gibi bu dokunulmazlığı kullandığı yönünde ortaya atılan isnatlar, suçlamalar, değerlendirmeler. Bunlar siyasetin gündeminde özellikle yakın dönemlerde çok yoğun bir şekilde tartışılmıştı.

Anayasa'mız dokunulmazlığı mutlak bir hak olarak tanımıyor. Anayasa 83'üncü maddede dokunulmazlığa ilişkin istisnai hükümler mevcut ve gerekli şartların oluşması hâlinde hangi usullerle bu dokunulmazlığın kaldırılıp dosyaların yargıya intikal edeceği hususunda açık hükümler de ortaya konmuş durumda.

Böyle bir yönteme de tabiatıyla gidilebilirdi. Biraz önce burada Meral Hanım bir matematik hesabı yaptı, esasen her şeyin bir matematiği var. Matematik farklı biçimlerde ortaya konulabilir, doksan dört gün olmaz, yüz doksan dört gün olabilir ama sonuçta her şey bir yöntem olarak matematiğe tabi bir şekilde yürür.

Fezlekeler şu anda benim bildiğim kadarıyla 600'e ulaşmış vaziyette. Bu fezlekeler şöyle bir intiba da doğurmasın: "Âdeta bütün milletvekilleri, bahsedilen 130 küsur milletvekili büyük isnatlar altında ve bu fezlekeler yargıya intikal ettiğinde, mutlak surette, buradan hukuki ve cezai birtakım sonuçlar doğacak." şeklinde bir algıyı da doğru bulmam. Ama ne olduğuna ilişkin durumun görülebilmesi elbette ki siyasetten ziyade yargının konusudur. Ya olağan usullerle bu fezlekeler yargıya intikal ettirilecekti ki bu gerçekten de Meclisin gündeminde bir hayli mesai harcanması anlamına gelecekti. Elbette dokunulmazlıklar konusu önemlidir. Fezlekelerdeki içeriklerin tartışılması ortaya konulabilir ancak Meclisin yapmak durumunda kaldığı başka çalışmalar da var. Hızlı bir şekilde yargı bu konulara el attığında, siyasetin üzerindeki bu gölgenin de ortadan kalkacağını düşünüyoruz. Muhtemelen bu konuya ilişkin siyasi spekülasyonlar da yargının bu konuya ilişkin kararlar vermesiyle daha gerçekçi bir zeminde yoluna devam edecektir. Eğer sadece terör meselesine ilişkin olarak bu dosyalar ele alınmış olsaydı, bunun farklı biçimlerde speküle edilme durumu söz konusuydu. Nitekim, buna ilişkin çok çeşitli beyanları dokunulmazlık konusu gündeme geldiğinde duymaya başlamıştık siyaset mecralarında. Yahut da diğer türden konulara el atılmış olsa ve komisyonlar onun üzerinden çalışmış olsaydı, kendi gündemine hâkim bir şekilde elbette, bu defa da mukayese edilerek farklı bir nispet üzerinden siyasetin bunları speküle etmesi söz konusu olacaktı. Eğer bütün fezlekeler yargıya intikal eder ise, bu defa insanlar politik olarak farklı yerlerde bulunmakla birlikte, yargı hususunda ortak bir vicdanla nihai olarak "Hükmü yargı versin." şeklinde ortak vicdanla davranma imkânı ortaya çıkacaktı. Biz, öncelikle Türkiye'de, kanaati ne olursa olsun, siyasi duruşu nerede olursa olsun, bu ortak vicdanın da teşekkül edeceği ümidi ve temennisiyle bu geçici teklifimizi getirdik.

Teklifimiz sanıyorum aynı zamanda üyelerin önlerinde. Anayasa'nın 83'üncü maddesinin (2)'nci fıkrasının birinci cümlesine ilişkin bir değişiklik teklifi. Yaptığımız teklifimiz Anayasa ve Adalet Komisyonları ve nihai olarak Genel Kurul aşamalarında seyredecek olan, bir kereliğine olmak üzere kaldıran ve doğrudan doğruya tüm dosyaların, Başbakanlığa, Adalet Bakanlığına ve Meclis Başkanlığına ve Komisyona intikal etmiş olan tüm dosyaların yargıya gönderilmesi şeklinde. Bunun neticelerini elbette göreceğiz, tartışacağız. Fakat bunu yaptığımızda, siyasetin üzerindeki gölgeyi, şaibeyi, çok çeşitli haksız ve yersiz tartışmaları da ortadan kaldıracağımız kanaatindeyim. İnsanların kanaatleriyle yargının hükmü elbette bazen birbirinden farklı oluyor. Kamuoyunun eğilimleri, beklentileri başka tür yargılama istikametinde giderken; hukuk, ortak vicdanı esas alan bir yaklaşımla başka bir karar verebiliyor ve nihai olarak bu da ortak vicdan adına tatmin edici bir karar olabiliyor. Madem ki konu yargıya ilişkindir, fezlekelere ilişkindir ve dokunulmazlık meselesinde de nasıl kaldırılacağına ilişkin bir uygulama mevcuttur, usule ilişkin bir değişiklik önerisi olarak bu teklifi getirdik.

Teklifimiz, geçici madde 20 olarak, şimdiye kadar 19 madde var Anayasa'mızda. Buradan okumak istemiyorum, esasen herkesin önünde mevcut. Madde gerekçelerimiz de yine bütün üyelerin önünde mevcut. Genel gerekçemiz de mevcut ama çok ana hatlarıyla ben teklifimizi bu şekilde Sayın Başkan, değerli Komisyon üyeleri arkadaşlara anlatmış olayım.

Çok teşekkür ediyorum.