| Komisyon Adı | : | ANAYASA KOMİSYONU |
| Konu | : | Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/1028) |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 1 |
| Tarih | : | 28 .04.2016 |
REŞAT PETEK (Burdur) - Değerli arkadaşlar, sükûnetle bir süre gidiyoruz ama tahammülsüzlük olduğunda karşı hatibe, tabii bir kargaşa oluyor, birbirimizi anlayamıyoruz. Ben şu konuda muhalefetteki arkadaşların sükûnetle söylediklerini ve eleştirdiklerini dikkatle dinlemek ve oralardan istifade edeceğimiz, alacağımız bir şeyler varsa -bu müzakerelerin, komisyon çalışmalarının da amacının bu olduğuna inanıyorum- bu bağlamda, hakikaten dikkatli dinlemeye özen göstermemiz gerektiğini ifade ediyorum. Yalnız, önce şunda hepimiz bir mutabık kalmalıyız: Görüşlerimizi ifade ederken arada sesimizi yükseltip anında soru sormak suretiyle veya bağırarak veya anında tepki göstererek bir yere varamayız. Söz sıramız geldiğinde izah ettiğimizde hakikaten istifade imkânı da olur. Öncelikle, bunu ifade etmek istiyorum.
Şimdi, az önce -gerçi, galiba dışarı çıktı- Sayın Baluken, Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu çalışmaları ile komisyon çalışmalarının farklı olduğu ve burada Komisyon Başkan Vekilinin bunu fark edemediği gibi bir cümle kullandı, üzüldüm. Yani, bu bir polemik. Hâlbuki orada ifade ettim; Komisyon çalışmaları ayrı bir şekilde düzenlenmiş, Genel Kurul da aynı. Ancak bir konuyu vuzuha kavuşturmak, açıklamak için pek çok örnek her zaman verilebilir, misal verilebilir, mukayese yapılabilir ve oradan çıkarımlarla ifade etmek istediğiniz temel düşünceyi ortaya koyabilirsiniz. Bundan daha doğal bir şey yok. Elbette Genel Kurulda milletvekili olmayan dışında gelen var mı? Var. İlgili Bakanlığın bürokratları Bütçe Plan Komisyonunda, bölümünde gelip de sayın bakanlarla birlikte bulunmuyorlar mı? Onun da bir kuralı dâhilinde bulunuyor. Benim söylemek istediğim, değerli arkadaşlar, yani, önce kuralı koymuşuz, o kurallara uygun işlemleri yapalım, kuralları değiştireceksek, ondan sonra, değiştirdiğimiz kurallara da uyalım. Şunu söylemek istiyorum: Diyelim ki, bundan, efendim, birkaç sene önce farklı bir anayasa vardı, Cumhurbaşkanını Türkiye Büyük Millet Meclisi seçiyordu, bu konu tartışıldı, görüşüldü, millete soruldu, bir referandumla Anayasa'yı değiştirdik, yeni kurala göre uygulanıyor. Şimdi, İç Tüzük'te de gerekli değişiklikler, değişmez değil bunlar, elbette değiştirilebilir, ifade ettiğiniz gibi, çok daha geniş salonlarda, belki 550 milletvekilinin hazır, oturabileceği yerler, bunlar da gündeme gelebilir. Ama bunlar için sükûnetle konuşup tartışıp bir defa yeni kararların, gerekiyorsa yeni değişikliklerin yapılmasına zemin hazırlamak lazım.
Şimdi, bu izahları yaptıktan sonra, dün gerçi Sayın Grup Başkan Vekilimiz izah etti, Türkiye Büyük Millet Meclisinde yaşanan olay, efendim, gündeme getiriliyor.
Şimdi, orada da, değerli arkadaşlar, hakikaten, İç Tüzük'teki, hatibin konuşmasında kullanmaması gereken hakaret, kaba, incitici, yaralayıcı sözlerden hatipler uzak kaldığı takdirde, sanıyorum dünkü müessif olay ve benzerleri... (Gürültüler)
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) - Sayın Başkan...
REŞAT PETEK (Burdur) - Şimdi, bakın, dinleme nezaketini lütfen gösterir misiniz?
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) - Olayı yanıltıcı...
REŞAT PETEK (Burdur) - Olayın baş tarafını bunun için konuştum.
BAŞKAN - Senin istediğin gibi mi konuşacak yani? İstediği gibi konuşur.
BURCU ÇELİK ÖZKAN (Muş) - Saldırıyı meşrulaştırmayın.
REŞAT PETEK (Burdur) - Efendim, sizden talimat alacak değilim. Haddinizi bilin, söz almadan konuşma nezaketsizliğinde bulunmayın.
BURCU ÇELİK ÖZKAN (Muş) - Nezaketi dün biz gördük.
REŞAT PETEK (Burdur) - Sayın Vekilim, söz almadan konuşma nezaketsizliğinde bulunmayın, beni dinleyin, ben de sizi dinlerim, oldu mu?
BURCU ÇELİK ÖZKAN (Muş) - Nezaketi dün biz apaçık gördük, tüm Türkiye de gördü, merak etmeyin.
REŞAT PETEK (Burdur) - Nezaketsiz davranmayın.
AHMET YILDIRIM (Muş) - Beyefendi, had bilmeyi arkadaşlarınıza öğretin.
REŞAT PETEK (Burdur) - Söz almadan konuşma. (Gürültüler)
AHMET YILDIRIM (Muş) - Siz arkadaşlarınıza öğretin önce had bilmeyi. Dünkülerin hepsi haddini bilmiyordu.
REŞAT PETEK (Burdur) - Söz almadan konuşmayın.
BAŞKAN - Bir dakika. Konuşuyor. Söz vermedik sana arkadaş. Lütfen...
AHMET YILDIRIM (Muş) - Önce siz arkadaşlarınıza had bildirin.
BAŞKAN - Devam edelim.
REŞAT PETEK (Burdur) - Çok bağıranlar haklı olduğunu zannediyorsa kimin seslerinin çok çıktığını bütün dünya bilir ama bir işe yaramaz.
AHMET YILDIRIM (Muş) - Sizden mi öğreneceğiz? Had bildiriyor, terbiyesize bak hele! Sen git de arkadaşlarına had bildir.
BAŞKAN - Devam edelim Sayın Petek.
NURSEL AYDOĞAN (Diyarbakır) - Dün bir arkadaşımız Mecliste konuşurken AKP'liler tarafından saldırıya uğradı.
REŞAT PETEK (Burdur) - Ben tekrar, dinleme nezaketini, saygısını göstermeye davet ediyorum.
AHMET YILDIRIM (Muş) - Nezaketi bilmeyen sizsiniz! Nezaketi öğrenin önce! Had bilmeyen sizsiniz!
İSMAİL AYDIN (Bursa) - İşte nezaket örneği: Söz almadan bağıran kendini nazik zannediyor, zavallı!
BAŞKAN - Önce kendimiz tatbik edelim söylediklerimizi.
REŞAT PETEK (Burdur) - Arkadaşlar, önce söz alıp karşı hatibi dinlemeyi öğrenme nezaketini kazanın, sesinizi yüksek çıkartarak bir yere varamazsınız. Tarih bunun delilleriyle doludur. Ben söz aldım, Başkanım söz verdi, ondan sonra konuşuyorum.
BAŞKAN - Teşekkür ederim.
REŞAT PETEK (Burdur) - Devam ediyorum. (Gürültüler)
NURSEL AYDOĞAN (Diyarbakır) - Dün kürsüde arkadaşımız konuşurken arkadaşımıza müdahale ediliyordu, Meclis kürsüsünde konuşurken... O zaman siz neden söz ediyorsunuz?
BAŞKAN - Size söz vermedim hanımefendi, ne oldu?
NURSEL AYDOĞAN (Diyarbakır) - Ama bir yanlış...
BAŞKAN - Ha, beğenmediniz değil mi? E, ben de beğenmiyorum bunu. Ne yapacağız? Hep beraber o zaman kakofoni yapalım burada, olur mu?
REŞAT PETEK (Burdur) - Değerli arkadaşlar...(Gürültüler)
BAŞKAN - Söz alın, öyle konuşun.
REŞAT PETEK (Burdur) - Söz bende arkadaşlar.
NURSEL AYDOĞAN (Diyarbakır) - Dün arkadaşımız kürsüde konuşurken de söyleyecekleri vardı.
REŞAT PETEK (Burdur) - Şimdi, bakınız, demokrasi karşı fikirlere de saygı gösterme edebini, adabını içinde barındırır.
AHMET YILDIRIM (Muş) - Dünkü gibi mi beyefendi? Dünkü gibi mi?
REŞAT PETEK (Burdur) - Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarını okuyun, tatbik edin.
AHMET YILDIRIM (Muş) - Dünkü gibi mi?
REŞAT PETEK (Burdur) - Bakın, en karşı fikirler...
GÜLSER YILDIRIM (Mardin) - Arkadaşlarınıza söyleyeceksiniz bunları. Kürsüdeki arkadaşımıza müdahale ettiler, nasıl "terörist" diye bağırıyorlardı. Arkadaşlarınıza söyleyin.
BAŞKAN - Vereceğiz, veriyoruz sırayla.
Reşat Bey, bitti mi?
REŞAT PETEK (Burdur) - Efendim, konuşturmadılar ki Sayın Başkanım.
BAŞKAN - Herkes konuşacak, herkes, sırayla herkes konuşacak, olur mu?
REŞAT PETEK (Burdur) - Nezaketinizi muhafazayla dinleyin, ondan sonra söz sırası gelince...
Şimdi, değerli arkadaşlar, bakın, biz ülkemizin demokratik yönden, efendim, çağdaş anlayışın daha üzerine çıkması için bir mücadele içindeyiz, hukukun üstünlüğünü sağlama konusunda gayret içindeyiz. Bu gayretimiz aziz milletimiz tarafından da takdirle karşılanıyor ki, hani, sizin sık sık atıfta bulunduğunuz tabanınızda nasıl 5 milyon oya haklı olarak dayandığınızı ifade ediyorsunuz, bu aziz millet de 24 milyon oy vermek suretiyle demokratik olgunluğunu gösteriyor ve bizim yaptıklarımıza destek veriyor. Zira, bakın, yapılan işlemlerde evrensel hukuk ilkelerine, insanları diline, dinine, ırkına, coğrafi bölgesine göre ayırmadan, hukuk önünde eşit muamele yapılması ilkelerine bağlı bir icraatla Türkiye on dört yıldır karşı karşıya ve bunun memnuniyetini yaşıyor. Ama, ülkemizde huzur, ülkemizde kavgasız, gürültüsüz, barış içinde yaşamadan rahatsız olan dış odaklar, yabancı güçler, ülkemizi karıştırmak, kavga çıkarmak için de ellerinden geleni yapıyorlar. Şimdi samimiyetle şunu konuşalım ve bunu tartışalım gerektiğinde. Hatta, HDP'den, değerli, rektör yardımcılığından gelen Kadri Bey milletvekilimiz bir gün Meclis kürsüsünde de ifade etti. Eski Türkiye'de, efendim, insanların inancından, ahlakından veyahut da etnik kökeninden dolayı ayrımcılığa tabi tutulmasından duyduğu rahatsızlığı ifade ederek, "Günümüzde bunların pek çoğu Hükûmetin uygulamalarıyla ortadan kaldırılmıştır." diyerek Meclis kürsüsünde yine sizin arkadaşınız ifade etti. Meclis kayıtlarından, bakın, bunu getirtebiliriz, tutanaklarda böyle. Geçmişteki, bizim de asla kabul etmediğimiz yasaklar, birtakım dayatmalar, ötekileştirme, inkâr politikaları, yani lütfen önce bunların bir altını çizelim, bunlar kaldırılmıştır. Şimdi, bu hakları teslim ettikten sonra, eksiklik nerede varsa, hangi konularda demokrasinin gereği yeni konuları gündeme getireceksek bunları da karşılıklı saygı, karşılıklı sevgi, karşılıklı hürmet üslubu içinde hareket ederek pekâlâ Türkiye Büyük Millet Meclisinde konuşabiliriz, tartışabiliriz. Şimdi, bakın, bu bağlamda, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına bakınız, hiçbir zaman, terörle özdeşleşen, şiddete, cebire, dayatmaya, efendim, bunlara fırsat veren anlayışların siyasi partiyle bağdaşmayacağını içeren pek çok kararlarını her birimiz, özel hukukçularımız okuyor, takip ediyor. Ha, biz bu anlamda bir Komisyonda bile birbirimizin sözünü dinlerken tahammülsüzlük gösterirsek nasıl istişare edeceğiz, müzakere edeceğiz, en doğruyu bulmaya çalışacağız? Yani, bunu bir daha kendi nefislerimize, kendi otokritik, otokontrol yaparak bir sorgudan geçirelim diye ifade etmek istiyorum.
Devamında şunu söyleyeceğim: Şimdi, dokunulmazlık konusu. Ha, bu isimle tartışalım, tartışmayalım. Ama şu anda bir Anayasa değişikliği, geçici madde ekleme teklifi olarak bu Komisyonun huzuruna gelmiştir, teklif sahipleri de az önce bunun gelme gerekçelerini de hem sözlü olarak kısaca izah ettiler hem de huzurda, yansıda görüldüğü gibi gerekçeleri var. Ya, kimse şunu söylemiyor: Mecliste çoğunluğu olan Adalet ve Kalkınma Partisi sadece bir partinin milletvekilleriyle ilgili konuyu gündeme getirmiyor, kamuoyunda yapılan tartışmalar, beklentiler, toplumun istekleri de dikkate alınarak -ki demokrasi budur- gelin, hem parlamenter dokunulmazlığını koruyalım, burada bir değişiklik olmasın...
NURSEL AYDOĞAN (Diyarbakır) - Yargı bağımsız olacak ki öyle olsun. Hâkimler savcılar sizi aklayacak, bize ceza verip hapse sokacak.
REŞAT PETEK (Burdur) - Ama iddialar konusunda -bakın, iddialar, bunun da altını çizerek söylüyorum- eğer milletvekilleri hakkında dosyalar, fezlekeler gelmişse bunlarda da siyasi partiler arasında herhangi bir ayırım yapılmadan, ne kişi ne parti ayırımı yapılmadan tamamı hakkında geçici bir düzenlemeyle yine hukuk önünde eşitlik, adalet ilkeleri çerçevesinde demokratik bir düzenleme yapalım diye bu teklif geliyor. Bunun da müzakeresi yapılacaktır, sonunda özgür biçimde Komisyon üyelerimiz görüşlerini ifade edecek, daha sonra, önce Genel Kurulda görüşülüp bu konuda karar verilecektir.
Bu doğrultuda, biz sükûnetle konuyu tartışalım, hukukun genel ilkeleri, demokratik yaklaşımlar konusunda her görüşe saygılıyız, bunları dinleriz ama dinleyecek ortamı muhafaza edelim diyorum.
Hepinize saygılar sunuyorum.