| Komisyon Adı | : | BAYINDIRLIK, İMAR, ULAŞTIRMA VE TURİZM KOMİSYONU |
| Konu | : | Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/1081) |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 1 |
| Tarih | : | 27 .04.2016 |
SERDAL KUYUCUOĞLU (Mersin) - Teşekkür ederim.
Şimdi, bazen derler, bir laf var: "Bir musibet bin nasihatten iyidir." Şimdi, Rusya'yla ilişkilerimiz bozuldu, bu uçak meselesi falan; o nedenle bu işler durdu. İnşallah diyoruz, temenni ediyoruz, bu vesileyle bu nükleer santral işi de durur.
Şimdi, ne diyoruz? Tarımsal ürünler. Bakın, -kaç kilometre- hatırladığım kadarıyla herhâlde o bölgede yetişen, nükleer santralin çevresindeki 100 kilometrelik bölgede yetişen ürünler mühürleniyor. Şimdi, insanlar organik ürün tercih ediyorlar, organiğe doğru gidiyorlar. Niye? Sağlıklı diye. Şimdi, dünya buna gidiyor, siz nükleer santralin bulunduğu bölgede yetişen ürünleri pazarlayacaksınız, bir; buna iyi bakmak lazım.
İki: Ne diyoruz? Paris'te şu kadar var, Fransa'da şu kadar var, vazgeçen ülkeler var. Şimdi, nükleerden faydalandıkları yüzdeye bakmak lazım, düşüyor mu, artıyor mu. Dünyada enerji ihtiyacı artıyor ama tüm ülkeler nükleeri mümkün olduğu kadar... Tabii, mevcut tesislerini hemen kapatmaları mümkün değil, enerjiye ihtiyaçları var ama yavaş yavaş, tedricen ondan doğal enerjiye geçmeye çalışıyorlar.
Şimdi, dediniz ki: "2 dereceye kadar deniz suyu sıcaklığının değişimine müsaade ediyoruz. Şu kadar olacak ama 2 derece olabilir." Peki, 2 derece değiştiğinde, floranın, deniz florasının, deniz canlılarının o bölgede ne kadar değişeceğiyle ilgili fikriniz var mı? Çok önemli. 2 derece dediğiniz hava sıcaklığı değil, deniz suyu sıcaklığı 2 derece değiştiği zaman çok şey değişiyor.
Şimdi, başka bir şey, dediniz ki: "Bu anlaşma, teknoloji transferiyle ilgili anlaşma ayrı bir konu." Değil mi? Öyle söylediğiniz. Bunun içerisinde bu yok. Demek ki bizim bir teknoloji transferi ve teknolojiden faydalanma gibi burada, anlaşmanın içerisinde bir hedef olmamış. Yani, sadece elektrik üretecekler, bize satacaklar. Onun için, işte, bunun içine koyardık da gelecekte düşüneceğiz, koyacağız falan, bu yok, işin gerçeği bu.
Teşekkür ederim.