SERDAL KUYUCUOĞLU (Mersin) - Teşekkür ederim.

Şimdi, biz kıyılarımızı yıllarca tahrip ettik, sonra da bunun farkına vardık, bunları düzeltmeye çalışıyoruz.

Şimdi, belli konularda da gene Kıyı Kanunu'nun dışına çıkarmaya çalışıyoruz belli bölgeleri, askerî bölgeler, petrokimya rafineri tesisleri diyoruz.

Ben bir anımı anlatayım size. Mersin'de kıyıda, deniz kenarında orduevi var, orduevinin yanında da spor tesisleri ve askeriyenin kullandığı bir yer var. Yaklaşık on beş sene kadar önce oraya bir inşaat yapmaya başladılar. Oradaki orduevi de kıyı kenarının altında ama herhâlde 12 Eylül dönemiydi, o zaman yaptılar, kimse seslenemedi, onun için yaptılar, gitti. Şimdi, baktık oraya inşaat yapıyorlar, ben de o zaman Kent Konseyi Genel Sekreteriyim Mersin'in. Bir fotoğrafını çektik, basın toplantısı yaptık, paftalara baktık, kıyı kenarının altında. Basına açıklama yaptık dedik ki: "Yasalara herkes uymakla yükümlü." Yani, asker olur, Millî Savunma olur veya vatandaş olur, bu yasalara herkes uymakla yükümlü. Ondan sonra bu açıklama, tabii, gazetelerde çıktı. Ben de o zaman Ticaret ve Sanayi Odasında da Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısıyım, ertesi gün Başkan beni aradı, "İşin var mı, Neredesin?" dedi. Şuradayım. "Acele gelebilir misin odaya?" dedi. Amiral gelmiş, köpürmüş, tabii, gazeteler falan yazmış, işte "Askeriye kıyı kenarının altında inşaat yapıyor, yasalara uymuyor." diye. İşte, "Ben asarım keserim, Millî Savunma Bakanlığına, gerekli yerlere bildiriyorum." Bize sopa gösteriyor, tehdit ediyor. Ben asker değilim, ben sivilim, beni de ilgilendirmez, ne yapıyorsanız gidin, yapın dedim. Öyle bir tartışma yaşadık. Akdeniz Belediye Başkanı da BDP'li arkadaş yani oraya ruhsat vermez. Ama, ona gittiler baskı yaptılar, o da ruhsatı verdi. Şimdi, ruhsatta şöyle yazıyor, ruhsatı da aldım ben: " Bu ülke güvenliğini ilgilendiren yapı." Öyle vermişler.

BAŞKAN - Orduevi...

SERDAL KUYUCUOĞLU (Mersin) - Orduevi değil.

Askerlere yatakhane yapıyorlar, inşaat yapıyorlar. Yani, onun arkasına sığınarak kıyı kenarının altına inşaat yapıyorlar. Şimdi, burada gene askerî yasak bölgeler, güvenlik bölgeleri, petrokimya tesisleri, rafineriler vesaire diyerek yani bu Kıyı Kenar Yasası'nı biz bir şekilde aşıyoruz. Yani, bunu aştığınız zaman nerede duracağı belli olmaz çünkü eklentileri falan diyor, tesisleri falan. Bundan sonra o Kıyı Kenar Yasası orada... Arkasına bakın, sadece nükleer için gelmemiş bu, başka şeyler de var içinde. Yani, bizim bu Kıyı Kenar Yasası'nı korumamız lazım. İşte, "Bu nükleer için çıkaralım, askerî bölgeler için çıkaralım, şunun için çıkaralım." Ondan sonra delik deşik oluyor. Ondan sonra "Ya biz bu kıyılarımızı ne yaptık." diye sonra tühsünüyoruz. Onun için bu Kıyı Kenar Yasası'na... Yapılacaksa, biz yapılmasına karşıyız tabii.

Ama, bu arada unuttuğum bir şey var, onu da sizden rica ediyorum: Atık konusu ne oldu?

Teşekkür ederim.