KOMİSYON KONUŞMASI

HAYDAR ALİ YILDIZ (İstanbul) - Sayın Başkanım, ben özellikle son konuşmacı olan Sayın Sancar'dan başlamak istiyorum. Perşembe günü burada İç Tüzük, Anayasa ve hoca sıfatıyla kendisini dinleme nezaketinde bulunduk fakat tamamen grubunun görüşlerini yansıtan bir anlayışla bir HDP'li milletvekili olarak konuştular. Dolayısıyla perşembe günü itibarıyla kendi nazarımda tamamen objektifliğini kaybetmiş ve burada şu anda sadece bir Komisyon üyesi veya milletvekili olarak bulunduğunu kendisine hatırlatmak istiyorum. Çünkü kendisine bu anlamda "Hoca" diye hitap edilmesi -elbette ki herkesin kendi takdirindedir ama- bir HDP milletvekili olarak konuşmakla bilimsel objektifliğini kaybetmiştir. Bu anlamda bu çalışmanın da bir darbe girişimi olduğu şeklinde, özellikle Sayın Meral Danış Beştaş'ın öyle anlaşılıyor ki özel bir propaganda yöntemiyle veya yöntemleriyle Anayasa Komisyonu toplantısını da bir zemin kabul ederek nasıl bir kamuoyu yönlendirme çalışmasına giriştiğini müşahede etmiş bulunuyoruz.

Anayasa Komisyonu toplantısında özellikle perşembe günü burada, yine Sayın Sancar'ın danışmanların toplantıya alınması hiçbir İç Tüzük maddesinde yer almamışken buna rağmen ısrarla o bilimsel ağırlığını koymak suretiyle danışmanların alınmasının daha sonra birtakım provokasyonlara da nasıl zemin hazırladığını hep birlikte gördük.

Şimdi, Meral Danış Beştaş Hanımın bir özel propaganda yöntemiyle bu Komisyonda nasıl kamuoyu yönlendirmeye çalıştığını şimdi kendisine ifade edeyim. Bütün organları, devletin bütün resmî, meşru, anayasal organlarını itham ettiler. Sayın Sancar Cumhurbaşkanlığını vesayet makamı olarak ifade etti, bu tam bir kamuoyu yönlendirmedir. Sayın Beştaş'ın, "Kendi yargınızı oluşturdunuz." demesi "AK PARTİ kendi çocuklarını ve kendi milletvekillerini yargılamayacak bir yargıyı oluşturması çalışmasına girmiştir." demesi tam bir kamuoyu oluşturma ve kara propaganda çalışmasıdır. Aynı şekilde CHP'li bir arkadaşın da "Millî irade burada etkisizleştiriyor." demesi yasama organını da itham etmek demektir. Dolayısıyla yetkisini Anayasa'dan alan gerek Sayın Cumhurbaşkanımız Anayasa'nın 104'üncü maddesinin kendisine verdiği yetkileri kullanırken kendisini vesayet makamı olarak itham etmek tam bir kamuoyu oluşturmaktır. Yargının AK PARTİ iktidarının elinde olduğunu Anayasa Komisyonunda ifade etmek aynı şekilde bir kamuoyu oluşturmaktır. Yasama organının etkisizleştirildiği ve bu Komisyonun Anayasa'ya aykırı bir işlem yaptığını savunmak da yine bir kamuoyu oluşturmaktır. Bu gerekçelerin tamamı aslında daha önceki darbeci zihniyetin görüşünü ifade eder. Biz nice akademisyenlerin "Ordu göreve." diye döviz taşıdığını geçmiş dönemlerden hatırlıyoruz.

MUSTAFA AKAYDIN (Antalya) - Bir tane göster.

HAYDAR ALİ YILDIZ (İstanbul) - Dolayısıyla, kendi görüşlerinizi, partinizin görüşlerini tamamen ideolojik bir kılıfı demokrasi, özgürlük, hak, basın özgürlüğü gibi kavramlar altında saklayarak burada hangi niyetleri veya bizim niyetlerimizi okumaya çalışmanızı da asla demokratik bulmadığımızı ifade etmek isterim çünkü dünyanın hiçbir demokratik ülkesinde bir siyasi partinin niyetini okumak hiçbir kimsenin, kurumun yetkisinde değildir. Aynı şekilde Cumhuriyet Halk Partisi yetkilisinin de bizim niyet okumamızı, "Sizin niyetiniz aslında budur." demesine de kendisine şunu ifade etmek istiyorum, Komisyon üyesi olarak: AK PARTİ'nin samimiyetini en son sorgulayacak olan CHP'dir. O bakımdan AK PARTİ bugüne kadar...

MURAT EMİR (Ankara) - Neden?

HAYDAR ALİ YILDIZ (İstanbul) - Kanaatlerimi ifade ediyorum. Bizim samimiyetimizi test etmeye buradaki Komisyon üyelerinin, milletvekillerinin hakkı yok, bu samimiyet testini millet yapar. Dünyada taklit edilemeyen tek şey samimiyettir, milletimiz kimin samimi olduğunu, kimin kendi iradesine ve emanetine sahip çıktığını bilir. Burada yapılan, millî iradenin esas alınarak milletvekilleri sıfatıyla bizlerin usul ekonomisi yönünden -gerekçede detaylı bir şekilde yazıldığı için tekrar okumayacağım ama- uzun zaman sürecek ve daha önceki siyasi parti başkanlarının dokunulmazlıkların kaldırılmasının talebi üzerine başvurulan -Değerli Komisyon Başkanımızın da kaleme aldığı-bütün bu usuli prosedürün uzun sürmesinden dolayı başvurulan bir yöntemdir. Yargının kararını hepimiz bekleyeceğiz ama yargıyı, yasamayı, yürütmeyi ve yürütmenin başında Başkanımızı, Cumhurbaşkanımızı itham ederek vesayet makamı kabul ederek, yetkilerini aştığını kabul ederek kimse burada kamuoyu oluşturmaya, propaganda yapmaya kalkmasın. Burada, anayasal bir faaliyeti, Anayasa'dan aldığımız, İç Tüzük'ten aldığımız bir yetkiyi kullanıyoruz. İnşallah, toplantımız hayırlara vesile olur.

Teşekkür ediyorum Başkanım.