| Komisyon Adı | : | ANAYASA KOMİSYONU |
| Konu | : | Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/1028) |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 1 |
| Tarih | : | 02 .05.2016 |
MAHMUT TANAL (İstanbul) - Teşekkür ederim.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, basın mensupları, Değerli Bakan ve bürokratlar; hepinizi, saygıyla hürmetle selamlıyorum.
Tabii, Anayasa yapma ve yasa yapma tekniğine baktığımız zaman, bu teklifin normal koşullarda üniversitelerde tartışılması lazım, anayasa hukuku alanında uzman olan hocaların bilimsel görüşlerinin alınması lazım, sivil toplum kuruluşlarının en azından bu katmana dâhil edilmesi lazım ve olaya baktığımız zaman gerçekten bunların hiçbirisi katılımcılık esası açısından, demokrasi açısından bundan mahrum; teknik hukuk, yasa yapma ve anayasa yapma açısından bundan mahrum ve bundan çok uzakta kalıyor çünkü biz burada şunu söylüyoruz: Anayasa bir uzlaşma metnidir, halkın üzerinde uzlaştığı metinlerdir. Terörle mücadele kapsamı nedeniyle bu geçici metnin getirilmesi tamamen doğru değil, dürüst değil, hukuki güvenlik açısından, çünkü biz dürüstlük ilkesini... Medeni Kanun diyor ki: "Dürüstlük ilkesini hayatın her alanında uygulamak zorundasınız." Çünkü "Efendim milletvekilleri terörün propagandasını yaptığı için, teröre yardım yataklık ettiği için, terörle ilgili suçları işlediği için bu sebepten dolayı dokunulmazlığı kaldırıyoruz." deniliyor ve gerekçe de bu şekilde ve bugüne kadar iktidar milletvekilleri ve Bakan da aynı şeyi savundu.
Şimdi, eğer aynı Anayasa'yı okuyorsak, aynı Anayasa ülkede geçerliyse, mevcut olan Anayasa'mızın 83'üncü maddesi açık ve net diyor ki: Eğer suç, Anayasa'mızın 14'üncü maddesi uyarınca hakkını kötüye kullanma kapsamına giriyorsa, temel hak ve özgürlükleri yok ediyorsa, terör örgütü kapsamındaysa, ağır cezalıksa yasama dokunulmazlığından yararlanamıyor. Yani, siz bugüne kadar gerçekten teröre yardım ve yataklık yapan, terör suçunu işleyen hangi milletvekili hakkında soruşturma açıldı da dava açıldı da sorgu yapıldı da bu Anayasa engel oldu? Anayasa buna engel değil. Anayasa'mızın 83'üncü maddesi ve 14'üncü maddesi açık ve net bir şekilde, bu tür suçlara bulaşmış olan ve hakkında soruşturması olan tüm milletvekilleri tutuklanabilir, sorguya çekilebilir, kovuşturma yapılabilir, buna engel olan hiçbir durum yok... Ama tamamen bir algı yönetimi söz konusu.
Bu algı yönetimi açısından da baktığımız zaman biz, değerli arkadaşlar, yasama dokunulmazlığının sonuçları var elimde gayet açık ve net, bilimsel anlamda, Prof. Dr. Erdoğan Teziç'in 20'nci baskı Anayasa Hukuku kitabı, sayfayı ben size söylüyorum, sayfa 462'de "Yasama dokunulmazlığının özelliği" diyor, bir; "Kamu düzeni olması nedeniyle ve isnadın ciddiliği olması gerekir, siyasi bir amacın bulunmaması lazım." diyor.
Bu çerçevede baktığımız zaman, gerçekten bunun bir seferde aynı zamanda burada yasama dokunulmazlığının kamu düzeninde olduğu söyleniliyor ve "İsnadın ciddi olması gerekir." diyor ve "Bir amaca, bir gruba da yönelik olmaması lazım." diyor.
Peki, burada baktığımız zaman, temiz siyaset açısından, temiz toplum açısından dokunulmazlığın aslında... Cumhuriyet Halk Partisinin temsilcisi sıfatıyla Sayın Bülent Bey burada konuşma yaptığı zaman şunu söyledi: Bunun 83'üncü madde açısından daraltılması gerektiğini söyledi. Doğrusu, olması gereken de bu çünkü temiz toplum özlemiyle, insanlarımız, halkımız, yasama dokunulmazlığının... Bu kadar hırsızlık, yolsuzluk, her türlü şeye bulaşmış olan insanları kollama ve koruma yeri değil Parlamento. Parlamento... Burada, şunu da yapmamak lazım: Burada dokunulmazlığın suskun Meclis yaratma gayretiyle yapılmaması gerekir. Burada baktığımız zaman, gerçekten işte suskun Meclis yaratma nedeniyle, ağır bir eleştiri yapanı Meclisten dışarı atma cezası, üç oturum girmeme cezası, yok efendim, Parlamentodan atma cezası. Bu şekildeki kararlar, bu şekildeki çalışmalar Türkiye'de suskun Meclis yaratmış olur ki bu, Parlamentonun kuruluş felsefesine, Parlamentonun amacına da aykırılık teşkil etmiş olur. Hatta biz şunu söylüyoruz: Ana muhalefet partileri, mevcut olan iktidardaki hükûmetlerin esasen geleceğin bir gölge kabinesidir, geleceğin bir gölge iktidarıdır diye gözüyle bakıyoruz. Eğer bu şekilde baktığımız zaman, bu tamamen mevcut olan düzenlemelere baktığımız zaman, bu mevcut olan Anayasa'mızın...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Cümlenizi tamamlayın Sayın Tanal.
MAHMUT TANAL (İstanbul) - Özür dilerim Başkan.
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.
Açmıyoruz, süre uzatmıyoruz.
MAHMUT TANAL (İstanbul) - Üstat, tek bir cümle kaldı ya.
BAŞKAN - Tamam, sesiniz duyuluyor Sayın Tanal, gür bir sesiniz var.
MAHMUT TANAL (İstanbul) - Burada arkadaşlarımız...
BAŞKAN - Teamül hâline getirmeyeceğiz.
Lütfen buyurun.
MAHMUT TANAL (İstanbul) - Şimdi, Değerli Başkan, yani hukukçusunuz, ben ne söyleyeyim? Ağacın kurdu ağaçtadır yani eşitlik ilkesi, hakkı kötüye kullanmak... Mesela Anayasa'mızın 14'üncü maddesi diyor ki: "Hakkın kötüye kullanılması yasak." Avrupa Sosyal Şartı'nın V Bölümünün (E) maddesi: "Ayrımcılık yasak." Kişisel ve Siyasal Haklar Sözleşmesi'nin 26'ncı maddesi eşitliği, aynen bizim Anayasa'mızın 10'uncu maddesi hükme alıyor; bu yasak. İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi'nin 2'nci maddesindeki eşitlik, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi 14'üncü maddesindeki ayrımcılık yasağı açısından sizin uygulamanız bunlara aykırı.