| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | |
| Dönemi | : | 24 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 18 .11.2014 |
MUSA ÇAM (İzmir) - Sayın Başkan, Plan Bütçe Komisyonumuzun saygıdeğer üyeleri, Sayın Bakan, kamu kurum ve kuruluşlarının çok değerli yöneticileri, basınımızın değerli temsilcileri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Bakanlığımızın 2015 bütçesinin Bakanlığımıza ve ilgili kurum ve kuruluşlara hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum.
Ayrıca da Plan Bütçe Komisyonumuzun çok değerli önceki Başkanı ve yeni Bakanımıza da başarılar diliyorum. Bundan sonraki siyasi yaşamınızda da başarılar diliyorum.
Aynı zamanda, ilinizde, Ermenek'te yaşanan maden faciasından kaynaklanarak da sizlerin, hemşehrilerimizin acısını yürekten paylaşıyorum, sabır diliyorum. Böyle iş cinayetlerinin olmamasını hepimiz diliyoruz, siz de diliyorsunuz, elinizden gelen bütün çabayı ve gayreti gösterdiniz. Ama bu güzel temennilerden sonra şimdi Sayın Bakanı hep methedecek, övecek hâlimiz yok tabii, biraz da şimdi zülfüyâre dokunacağız.
Sayın Bakan, değerli milletvekilleri; ulaştırma alanı AKP Hükûmetinin en çok önem verdiğini dile getirdiği alanlar arasında geliyor on iki yıllık iktidarı döneminde. Bu alanda hayata geçirilen projeler ülkemizin gündeminde en önemli yeri almaktadır. Cumhuriyet Halk Partisi olarak bizler de özellikle altyapı alanında yapılan çalışmaları ve geleceğin dünyasını inşa edecek bilişim alanını da çok önemsiyoruz ve bu konuda verilmesi gereken desteği de elimizden geldiği kadarıyla vermek için seferber edebiliriz. Çünkü bu alanda yapılan yatırımlar geniş toplum kesimlerini hedefleyen ve ülke refahını bir bütün olarak ileriye götürebilecek konulardır. Bu yüzden özellikle değer verdiğimiz konulardır ve yürekten destekliyoruz projelerinizi ama bir koşul var, çılgın projeler hariç. Çünkü "çılgın proje" deyince mutlaka o çılgın projelerin altında başka facialar ve tehlikelerin olduğunu düşünüyoruz ama çılgın projeler değil, gerçekten ayağı yere basan, rasyonel projelerin hayata geçirilmesi için sizden bunları istiyoruz ve bekliyoruz.
On iki yıllık AKP iktidarının bu alanda attığı adımlar derinlikli ve uzun vadeli çözümler üretme hedefiyle yapılmıyor ne yazık ki. Çoğu durumda toplumun beklentisini kamuoyunda gündem yaratmaya, algı oluşturma faaliyetine ve âdeta kolay oy avcılığı alanına kurban eden bir anlayış la her sene aynı sorunları dile getirmek zorunda kalıyoruz. Burada bulunan herkes durumun farkında ve bu durumun en somut sonucu ise niteliksiz, zengine dost, halka ve çevreye düşman, hormonlu büyüme oluyor. Ne demek istediğimi örneklerle açıklayacağım ama öncesinde sizlere bu alanda gelinen noktayı karşılaştırmalı olarak vermek isterim. Dünyada ne durumda olduğumuza bakınca neden bu sürece "niteliksiz" dediğim, neden "zengine dost, halka düşman" olarak adlandırdığım, neden "hormonlu büyüme" adını verdiğim de iyi anlaşılabilir.
Ülkemizin ulaşım altyapısına ilişkin konumunu diğer ülkelerle karşılaştırmalı ele almak AKP icraatlarının sonuçlarını doğru değerlendirmemizi sağlayacaktır. Dünya Ekonomik Forumu -burada- 2014 verilerine göre, Türkiye ulaştırma genel altyapısının yeterliliğine göre dünyada 144 ülke arasında 33'üncü sırada yer alıyor. Bakın, sadece bu rakam bile durumu izah etmeye yeterli ama biraz daha detay verince üzerine konuşmamız gereken sorunlara dair veriler ortaya çıkıyor. Yine, Dünya Ekonomik Forumu'nun verilerine göre, 144 ülke arasında 33'üncü demiştik. Bu, 2023 ve 2071 hedeflerinin de tutmayacağını açık ve net gösteriyor. Bununla ilgili düşüncelerimi de şöyle paylaşmak isterim: Yine bu raporda yol kalitesinde 40'ıncı sıradayız, 144 ülke arasında 40'ıncı sıradayız; yol altyapısında 144 ülke arasında 49'uncu, liman altyapısında 144 ülke arasında 57'nci, hava taşımacılığı altyapısında 34'üncü sırada yer alıyoruz.
Şimdi, bu rakamlar bize ne söylüyor, onlar üzerinde bir değerlendirme yapalım. Millî gelirde 17'nci sırada yer alan bir ekonomide ulaştırma altyapısının geneli çağ dışı bir konumda yer almaktadır.
Uzun yıllar sağ siyaset tarafından izlenen yanlış politikaların sonucunda kara yollarının diğer ulaştırma seçenekleri karşısında orantısız büyümesini gerektirecek, tekerlekli araçlara dönük teşvik edici tercihler öne çıkmıştır, bu durum herkesin malumu. AKP buna bir de en pahalı ulaşım tercihi olan hava yolunu ekledi. Türkiye'nin önceliği ucuz ve yerli kaynaklarla daha fazla mesafe alınabilecek demir yolu ve deniz yolu yerine bu 2 alana kaymış durumdadır.
Halktan toplanan vergileri zenginlerin ulaşım imkânını geliştirecek yolda kullanmak AKP'nin genel stratejisi ve planıdır. Göz boyamak için verilen rakamlar gerçeği gizlemeye yetmez. Hâlbuki Türkiye'nin gemi üretimi alanında karşılaştırmalı üstünlüğü var. Kendisine ait geliştirilmeye ve üretim kapasitesi ihtiyaca göre geliştirilmeye müsait lokomotif fabrikaları var. Demek ki kolay yoldan ithalat ve birilerini zengin etme yerine, Türkiye'nin üretici gücüne dayanarak ilerleyebileceğiniz alanlar var ama bunu yapmıyorsunuz.
Değerli milletvekilleri, AKP tercihlerinin gereği olarak kara yolu ve hava yolu taşımacılığı altyapısındaki ilerleme daha ucuz ve güvenli olduğu ortada olan demir yolu ve deniz yolu alanında sınırlı gelişmeyi beraberinde getirmiştir fakat unutulmamalı ki deniz yoluyla taşıma yapmak demir yoluna göre 3,5; kara yoluna göre 7 ve hava yoluna göre de 22 kat daha ucuzdur. Doğa düşmanı ve büyük ölçüde ithalata dayalı olan hava yolu ile aynı nitelikteki kara yolu tercihi hem insani hem de ekonomik büyük kayıplara yol açmaya devam ediyor. Her bayram tatili dönemindeki can kayıplarını hatırlamak başlı başına yeterlidir.
AKP hükûmetleri neoliberal ve özelleştirmeci politikaların yanlış tercihlerinin yarattığı büyük zararın kamuoyunda yarattığı infiale yanıt verme adına duble yollar meselesini başlangıçta öne almış ve bu alanda büyük mesafe alınmasını önemsemiştir. Ama bu tercihte ısrar tekerlekli vasıtaların yarattığı can ve mal kayıpları yanında ve olumsuz çevresel etki yanında ülkemiz ekonomisinin başlıca yapısal sorunlarından cari açığı büyük ölçüde artıran sonuçları da önümüze koymaktadır.
Petrol ürünleri ithalatından ithal otomobile ve yan sanayisine kadar bu alan bir kara delik gibi kaynaklarımızı emen fakat karşılığında çok sınırlı getirileri olan bir alandır. Mukayeseli olarak da büyük kazanımların hayata geçirilebilmesi mümkün görünmeyen alanlardandır. Özellikle çoğunluğu AKP belediyelerince yönetilen büyük kentlerimizin sorunları arasında ulaşım, ilk sırayı almaktadır. Bu sorunun kaynağında ulaşımın kent planlaması ile birlikte ele alınmamış olması ve bunda AKP zihniyetince ısrar ediliyor olması en başta gelen sebeptir.
Ulaşım mutlak suretle kentlerin planlaması yapılırken dikkate alınması gereken bir konu olup, hesap kitap işi yani uzun süreli planlama ve bilimsel yetkinlik gerektiren bir mühendislik işidir ki AKP'nin bu konulardaki karnesi ortadadır.
Yatırımı tekerlekli araçlar için yaparsanız büyük kentlerde çağdaş Avrupa kentlerinin caddelerinde görülen bisikletler yerine bat çıklarla karşılaşırsınız. Park edilmiş kaldırımlar nedeniyle ne yapacağını bilemez yayalarla karşılaşırsınız. Bizler AKP iktidarının Jet Fadıl'dan öğrenilmiş izlenimi veren göz boyama amaçlı yerli otomobil sevdasına kapılamıyoruz, metropollerde ulaşımı kolaylaştırmak için servisleri kaldıracağını söyleyen AKP'li yöneticileri ertesi gün yalanlayan AKP'li bakanlara alışamıyoruz. Belki bu bizim bir eksiğimizdir ama Türkiye'de kentlerin durumu ortadadır, uluslararası alanda rakamlar ortadadır, gelinen nokta ortadadır.
Tabii, tekerlekli vasıta tercihi konusunda bu noktaya gelinmesinde hiçbirimizin unutamayacağı ve AKP Hükûmetinin tarihe geçen, hafızalarımıza kazınan bir hızlandırılmış tren faciası meselesi var. Göz boyayarak, algı oluşturarak hormonlu ve niteliksiz büyüme politikalarının eşsiz örneği olan bu elim olayın failleri biliniyor ama kurbanlarının hesabı verilmedi. Biz AKP'nin yarattığı bu faciada yaşamını yitiren yurttaşlarımızı unutmadık, unutulmalarına da izin vermeyeceğiz. Hatırlayınız, 22 Temmuz 2004 günü Sakarya'nın Pamukova ilçesinde meydana gelen tren kazasının ardından neler olmuştu. Aşırı hızdan dolayı raydan çıkan tren 41 yurttaşımızın ölümüne sebep olmuştu. Yolcu sayısı olarak en yoğun hat olan Ankara-İstanbul tren hattı arasında hızlı tren uygulamasına, yetersiz altyapıya rağmen aceleyle yapılan geçiş yüzünden meydana gelen kazadan sonra dönemin Sayın Bakanı AKP geleneğine uygun olarak sorumluluk üstlenmemiş, istifayı düşünmediği gibi bu ölümlerin sorumluluğunu iki makinistin üzerine yıkmakta da hiçbir beis görmemişti. Olayın başlıca sorumlusu taltif edilerek Cumhurbaşkanına danışman yapılmıştır.
Sayın Bakan, değerli milletvekilleri; bu olayın en önemli sonuçlarından biri yüksek hızlı tren projeleridir. Önceki senelerde yürütülen müzakerelerde de belirttim. Yüksek Hızlı Tren Projesi, Türkiye için geç kalmış bir çağdaşlık projesidir. Cumhuriyetin kuruluşundan itibaren Türkiye'de demir yollarının geliştirilmesi bir hedef olarak konmuş fakat gelmiş geçmiş bütün sağ iktidarlar kapitalist sömürü ve tüketim politikalarını tercih ederek bu hedeften sapmışlardır. Bu hedefe dönüş bizim için önceliklidir. Yüksek Hızlı Tren Projesi Cumhuriyet Halk Partisinin desteklediği ve inşallah önümüzdeki 2015 seçimlerinde de Cumhuriyet Halk Partisi iktidarında öncelikli olacak projelerden biridir. Fakat AKP hükûmetlerinden farklı olarak bizler başta ray, lokomotif sistemi, elektrifikasyon sistemleri olmak üzere projenin yerli kaynaklardan üretimi amacıyla adımlar atacağız. Yüksek hızlı tren teknolojisinde ülkemizin kapsamlı yatırım yapmaya dönük hedeflerini bu alandaki üretimi ekonomik hâle getirmeye dönük tedbirlerle beraber ele alacağız ve yerli kaynaklarla üretimi güçlü biçimde hayata geçireceğiz.
Sayın Bakan, değerli milletvekilleri; AKP hükûmetlerinin demir yolu alanında ne yapabileceğini ve sınırlarını göstermek adına bir örnek vererek devam etmek istiyorum. Bakın, daha dün gazetelerde...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MUSA ÇAM (İzmir) - Sayın Başkan, iki üç dakika daha.
...yer almış olan bir haberi sizlerle paylaşmak istiyorum. Bakü-Tiflis-Kars demir yolu projesi öngörülenin kat be kat üzerinde para harcanmasına ve uluslararası alanda taahhütlerimizi yerine getirememekten ötürü ülkenin saygınlığına gölge düşürmesine rağmen ortada kalmış durumda. Havuzcu, zeytin katili (Kolin) firmaya verebilmek için taklaların atıldığı ihaleyle ilgili Sayıştay raporu ortada. Demir yolundan anladığınızın en güzel göstergesi bu işte yapıp ettikleriniz. Uluslararası ulaşımda deniz yolu, demir yolu ve kara yolu entegrasyonunu sağlamak gerekirken, bu yönde ciddi adımlar atılmıyor, aksine limanlar ile demir yolunun bağı kopartılıyor. Mevcut demir yollarının iyileştirilmesi ve geliştirilmesi yerine en pahalı sistemlere yatırım yapıyor gözükerek birilerini daha hızlı zengin etme hedefiyle bir yere varılamaz. Yük ve yolcu taşımacılığında geçen yıllar içerisinde demir yolu sisteminin payında hiçbir değişiklik olmamış, ülke eskiden olduğu gibi yine tek modlu ulaşım modeline mahkûm bırakılmıştır. Bu durumun sebebini başka yerde aramayın, on iki yıldır iktidardasınız, sorumlu Hükûmetinizdir.
Son olarak, bilişim altyapısına dair birkaç hususu dikkatlerinize sunmak istiyorum. Sayın Bakan talihsiz bir Bakanımız. Kendisini kamuoyunda tanıtan ilk icraatı "Twitter'ı kapatan Bakan" unvanını almasını sağlayan uygulamadır. Böyle bir durumda kalmasını çok istemezdik, arzulamazdık ama Sayın Bakan bombayı kendi kucağında buldu. Fakat Sayın Bakanın o günlerde yapmış olduğu talihsiz açıklamalar da vardır. Gerçi öğleden önceki konuşmasında "'www' yerine 'ttt' kurulur."u kendisi söylemediğini söyledi. Biz de onu kabul ediyoruz ve dolayısıyla bu konudaki eleştirimizi yapmıyoruz.
Son olarak, torba yasalarla internet erişimini TİB Başkanının kendi kafasına göre engelleme imkânı sağlayan düzenlemeler yaparak tarihe geçmek kendisine ve çocuklarına hoş bir miras değildir. Hele ki son dönemde özellikle temel haklar alanında aldığı kararlarla ve Twitter ile Youtube için AKP'li yöneticilerin hukuk, anayasa, uluslararası anlaşma tanımayan tutumunu hukuk devleti ilkesi gereğince...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MUSA ÇAM (İzmir) - Bitiriyorum.
...işlevsiz kılan Anayasa Mahkemesiyle uğraşmak hiç doğru değildir. Mahkemenin iptal kararlarını sorgulayarak, mahkemeyi hedef tahtasına almaya kalkarak bir yere varmak mümkün değildir. Olsa olsa çok zor duruma düşersiniz. Gelecek kendi başına bir ülke olmaktan değil, küçülen dünyanın ve yeni ekonominin merkezi olan bilişim alanında mesafe alan ülkelere büyük vaatlerde bulunuyor. Hedef de bu yolda daha hızlı adımlar atmak olmalıdır. Size önerim, İnternet yayılım ve kullanım oranı bugün hâlâ ülkenin yarısına hiç ulaşmamışken hepimizin mensubu olmaktan gurur duyması gereken Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlığını çağdaş ülkelerin yurttaşları nezdinde küçük düşürecek yollara girmemeniz ve girilmemesidir. Yöneticilerinizin ve onların kasa dolu evlerde oturan çocuklarının çıkarı için bu yollara tevessül etmemek gerekir diyorum.
Son olarak, benden önceki arkadaşlarım gibi, kara yollarında yargı kararıyla işe başlatılmayan arkadaşlarımızın sorunlarının çözülmesi için de elinizden gelen bütün çabayı ve gösteriyi yapmanızı isterim.
Son cümlem, Sayın Bakan 2014 bitiyor, 2015 yılı. Bakanlığınıza ve Bakanlığınıza bağlı kurumlarda eğer 2014 yılının başarılı bürokratlarını seçip onlara bir kupa veyahut da bir taltif vermeniz gerekiyorsa ben PTT Genel Müdürünü öneriyorum. Özellikle kaçak saraydan dolayı yapmış olduğu puldan dolayı Sayın Genel Müdürü aday olarak gösteriyorum ve 2014 yılının başarılı bürokratları arasına koymanızı öneriyorum ve madalyayı da kendisine takdim etmenizi istiyorum.
Teşekkür ediyorum.