KOMİSYON KONUŞMASI

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Teşekkür ediyorum.

Önce Sayın Bakana bir teşekkür etmek istiyorum, dün İstanbul veya Gebze-Arifiye yüksek hızlı tren hattında yaptığımız incelemede TCDD Genel Müdürü Süleyman Bey'i görevlendirmiş. Yine, oradaki bürokrat arkadaşlara bize o yaptığımız incelemede destek oldukları için teşekkür ediyorum. Güzel de tespitlerimiz oldu, güzel de bir çalışma olduğunu düşünüyorum.

Şimdi, yüksek hızlı tren sunumunuzu gayet iyi dinledim, izledim. Buradaydım sabah, özellikle de dikkat ettim. Yüksek hızlı tren, hızlı tren ne demek? Ama Türkiye'de ben bir yüksek hızlı tren yutturmacasının olduğunu düşünüyorum. Aslında Türkiye'de yapılan hızlı tren uygulaması. Niye söylüyorum ben bunu? Biz "Konya treni" derdik, "talebe treni" derdik, kara trenler vardı öğrencilik yıllarımda, sonra elektrikli trenler geldiğinde de o kırk beş dakikalık yollar on beş dakikaya indiğinde devrim oldu diye düşündük. Siz hep demir yollarını geçmişte komünist işi olarak görürdünüz ama bugün demir yollarının Türkiye için ne kadar önemli olduğunun farkına vardınız ve bunun doğrultusunda çalışma başlattınız diyeceğim, bu çalışmayı da siz başlatmadınız ama devam ettiriyorsunuz. Çalışmayı başlatanlar, MHP Grup Başkan Vekili Oktay Vural'ın -kendisine de buradan başsağlığı dileklerimi iletiyorum- yine Faik Öztrak'ın kredi çalışmalarında büyük emekleri olmuş. Ankara-Eskişehir hattı İspanyol kredisiyle, Marmaray hattı da Japon kredisiyle sizin iktidarınıza 2003 yılında teslim edilmiş vaziyetteydi. Ankara-Eskişehir hattı 2003 yılında teslim edilmiş olmasına rağmen, 2009 yılında tamamlandı ve hizmete açıldı.

Şimdi, bunları niye söyledim? Tabii, bu gösterdi ki buna ihtiyaç var Türkiye'de ama Türkiye'de sanki her şey yeniden keşfedilmiş, sizin tarafınızdan keşfedilmiş gibi düşünülmesini, böyle bir algı yaratılmasını da doğru bulmuyorum. Ben emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.

Gerçekten de Devlet Demiryolları özellikle 1950 yılından sonra Türkiye'de çok ihmal edildi. Kamyon sanayisinin gelişmesiyle beraber emperyal güçler, kapital güçler bunun bu şekilde olmasını öngördüler ve uzun süre sağ iktidarlar da bunun bir komünist işi olduğunu düşündüler, toplu taşıma işinin ama bugün farkına vardık bunun ve bugün bu işi gerçekleştiriyoruz.

Tabii, oradan alınan verimle, yolcu kapasitesinin artması, insanların onlardan memnun olması, ulaşımdan memnun olması Türkiye'nin değişik noktalarında bu ihtiyaca cevap verilmesi gerektiğini ortaya çıkardı ve önü açıldı. Tabii ki projelendirdiniz. Nereyi projelendirdiniz? Eskişehir-İstanbul hattını projelendirdiniz ama o hatta bazı problemler çıktı, ikiye böldünüz hattı. İkiye böldüğünüzde hattın bir bölümünü İnönü-Vezirhan ve Vezirhan-Köseköy hattını bugün milletin anasına küfreden bir vatandaşın sahibi olduğu konsorsiyum aldı. Yine, ikinci kısmını da Yırca'da zeytin ağaçlarını kesen, 6 bin zeytin ağacını kesen bir şirket aldı. Kolin İnşaat, diğeri de Cengiz İnşaat; söyleyeyim ben bunu.

Benim TCDD Genel Müdürlüğüne komisyonda sormuş olduğum, devam eden işlerle ilgili -başlangıç ve bitiş tarihlerini sorduğum- cevaplar elimde. Bakıyorum, projeleri incelediğimde bu 2 şirketin özellikle Devlet Demiryollarını ama diğer şirketlerin de özellikle Enerji Bakanlığını ve Ulaştırma Bakanlığını ele geçirdiğini görüyorum ve gerçekten de bu 2 şirket yaptıkları işleri tam anlamıyla teslim eden, tamamlayan şirketler değil; mutlaka bir problem çıkıyor, mutlaka ikmal yöntemlerine gidiliyor, mutlaka belirlenen proje fiyatlarının üzerinde fiyatlar uygulanıyor.

Başkanım, vaktim çok az ama konu çok uzun. İnşallah...

BAŞKAN - Siz beş dakikada söylemek istediklerinizi söyleyebilecek kadar kabiliyetlisiniz, bunda bir sıkıntı yok.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Evet, şimdi, baktığımda Ankara-İstanbul ve Eskişehir, özellikle Köseköy ve Eskişehir, Köseköy-Gebze hattına baktığımızda, ihale bedellerine bakıyorum, biri 659 milyon dolar, diğeri de 610 milyon dolar. Baktığınız zaman 1 milyar 200 milyonTL, diğeri de 1 milyar 300 milyon TL; Türk parası karşılığına baktığımızda bunları görüyoruz. Bugün gelinen noktada, TCDD Genel Müdürlüğünün son vermiş olduğu rakamlarda bunların her birinin -rakamlar elimde mevcut- 2 milyar TL'yi geçtiğini görüyoruz. Demek ki -biraz evvel arkadaşım da söylüyordu- fizibilite, çalışma, proje çalışması doğru yapılmıyor. Bunu da örneklerle verebiliriz. Nasıl verebiliriz örneklerle? Örneğin, basit, T26 tünelini söyleyeceğim ben size. T26 tüneli Cengiz İnşaat tarafından yapılan bir tünel. Sırf ona özel çıkılan bir ihale şartnamesinde, elinde TBM makinesi olan, tünel açma makinesi olan bir şirkete verildi ihale. Bu, Türkiye'de sadece onda vardı ve esvabına uygun değildi. Ne oldu biliyor musunuz?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - 600 metre gitti makine, 600 metre sonra baş aşağı gitmeye başladı ve proje durdu. Projenin durma gerekçesi toprak kayması gösterildi. Aslında makine esvabına uygun değildi. Orada jeolojik araştırmalar yapılmadığı için, yapılan jeolojik araştırmalar, zemin etüdü araştırmaları sadece başlangıç noktalarında yapıldığı ve derin noktalarda yapılmadığı için tünel elimizde patladı. Peki, bu tünelle ilgili ne yapıldı? Baypas yapıldı. Baypası kim yaptı? O dönemin TÜRGEV Başkanı yaptı, TÜRGEV'in Başkanı olan vatandaş bu ihaleyi aldı. Bu ihaleyle ilgili, hani bugün Adli Tıbbın doğru dediği -dinlemeler doğru dediği- "tape"lerde de TÜRGEV Başkanına bu ihalenin nasıl verildiği mevcut.

Şimdi, projeler devam ediyor da projelerin yirmi dört ayda bitirileceği taahhüt edilmişti. Kim tarafından taahhüt edildi? O dönemin Başbakanı tarafından taahhüt edildi ve daha erken açılması taahhüt edildi aslında. Dediler ki: "29 Ekim 2013 yılında bu hattı açacağız." Tamam, çok güzel dedik ama hat 29 Ekim 2013'te açılmadı. Hattın gerçek bitim tarihi...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Akar, lütfen toparlayın.

Bir dakika daha ilave süre veriyorum.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Diğer konular da var, Ulaştırma Bakanlığı çok geniş, PTT'miz var, Karayollarımız var; bu kadar basit değil bu Sayın Başkan.

MUSA ÇAM (İzmir) - Demiryolları da var mı, Demiryolları?

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Sizden rica ediyorum birkaç dakika daha.

BAŞKAN - Bakın, kaçırmayın, süreniz geçiyor.

Buyurun.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Çıkılan projede 3'üncü ayda, 2014'ün 3'üncü ayında açılacağı söylenmişti ama öne alındı, ön de gerçekleşmedi. Ne zaman gerçekleşti? Hemen Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde gerçekleşti ve hepiniz çıktınız dediniz ki: "Hat güvenilir." Ben hatta dün de baktım, hatta dün de gezdim, evet, hat güvenilir çünkü hatta hızlı tren falan çalışmıyor. Niye çalışmıyor? Bir yerde 55 kilometreyle gidiyorsunuz, bir yerde baypasla gidiyorsunuz, yine Pendik'e kadar gidiyorsunuz, yine başka tarafta başka problemler var. Yine, 120 kilometre hız yaptığınız, eski yolu kullandığınız yollar var. Yani amacına uygun değil. Proje 2014'ün 3'üncü ayında "yüksek hızlı" diye tanımladığınız, aslında hızlı trenin çalışmasına göre projelendirilmiş ve orada bitirileceği taahhüt edilmişti. Aradan yirmi dört ay geçti bitmedi. Burada 3 tane olay var. Bir tanesi, yüksek hızlı tren diye adlandırdığınız tren, biri banliyö treni, 3'üncüsü de yük treni.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Akar, süreniz bitti. Son olarak bir dakika daha süre vereceğim.

Buyurun.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - 3 tane...

VEDAT DEMİRÖZ (Bitlis) - Sonuçta üç dakika...

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Teşekkür ediyorum. Ben bu hoşgörüyü göstereceğinizi düşünüyorum.

BAŞKAN - Buyurun.

Sayın Demiröz, müsaade edin, vakit geçiyor.

Buyurun.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Çünkü dünkü tespitlerimi de paylaşıyorum, bu çok önemli, Bakanın da bilmesinde fayda var diye düşünüyorum.

3 değişik konuda inceledik, baktık oraya. Şimdi, bizim eskiden bir banliyö trenimiz vardı. Benim de çocukluğumda, okul yıllarımda çok kullandığım, Haydarpaşa'dan kalkar, Adapazarı merkeze kadar giderdi. Bunu aldınız, bunu kaldırdınız, dediniz ki: "2014'te projeyle yük treni de çalışacak, banliyö de çalışacak, hızlı tren de çalışacak." 30 bin kişi yararlanıyordu, İzmit'ten kalkıp insanlar İstanbul'a çalışmaya gidiyordu, Tuzla'ya tersanelere gidiyordu ve bu trenleri kullanıyordu, banliyö trenlerini kullanıyordu.

Yine, İzmit'ten, Derbent'ten, benim köyümden, Sapanca'dan insanlar Adapazarı'na nereye gidiyordu? Pazara gidiyordu, alışverişe gidiyordu. Şimdi dediniz ki: "Hayır, bu böyle çalışmayacak." Nereden çalışacak? "Pendik'ten Arifiye'ye kadar çalışacak." Arifiye neresi? Adapazarı'na ADARAY'ı getirmişler, oradan çalışacak. Vatandaş Adapazarı'ndan bindiği zaman ADARAY'a binecek, oradan gelecek, banliyöye binecek -yetişirse- banliyöden tekrar Pendik'e gelecek, Pendik'te -bir otobüs koymuşsunuz oraya- otobüse binecek, otobüsten Kartal'da metroya gidecek, metrodan binecek, gidecek gidebildiği yere kadar. Eskiden bir vasıtayla ulaştığımızı "Teknolojiyi getiriyoruz. Zamandan daha tasarruf yapacağız." diye insanlara işkence çektiriyorsunuz. Ve otuz iki ay geçmesine rağmen henüz banliyö trenleri sadece ana arterlerde duracak eğer yapılırsa -yılbaşında, söz verdi Genel Müdür, bizim Bakanımız da, kentin Bakanı da yılbaşında yapılacağını söyledi- yani İzmit'te duracak, Gebze'de duracak, amaca hizmet etmeyecek. Bunun çok önemli olduğunu düşünüyorum, bunu bir daha gözden geçirin, projelerin yerinde ve zamanında yapılmadığını ve doğru etüt edilmediğini bir kez daha ifade etmek istiyorum.

Yine çok önemli bir şey söylüyorum: Körfez geçişi yapıyorsunuz, doğru, bravo. İhtiyaç var mı? Var çünkü Kocaeli öyle bir yerde ki D-100 de taşımıyor artık...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Akar, kalanları Sayın Bakandan bir randevu alıp o randevuda ifade edin.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Çok özür diliyorum, iki dakika son şeyinizi isteyeyim, bitireceğim.

BAŞKAN - Yani şu an on dakika oldu size verdiğim süre.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Aslında çok şey var ama iki dakika... Bir soru sormak istiyorum.

BAŞKAN - Sadece bir dakika daha ilave süre veriyorum.

Buyurun, toparlayın.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Sayın Bakanım, Bursa'dan kalktım, Körfez geçişini kullandım. Bakın, Bursa'dan otobana girdim, yapıyorsunuz, biraz evvel sunumuzda, sabah gördüm. Otobana girdim, otobandan Körfez geçişine geldim, Körfez geçişinden Dilovası, Gebze'den girdim tekrar otobana, bir daha girdim otobana. Gittim, ışıklardan çıktım, köprüden geçtim, tekrar Edirne otobanına girdim, Edirne'ye gittim. Kaç para ödeyeceğim, Körfez geçişini kaça kullanacağım, köprüden ne kadara geçeceğim, otobandan ne kadara geçeceğim? Böyle bir olay yok. Tamam, yapıyorsunuz, yapıyorlar. Yap-işlet-devret modeliyle 35 dolar geçiş, otuz beş sene para ödeyeceğiz, yapılacak. Bu güzel bir yöntem. Bence birçok problemi bu şekilde çözüyorsunuz ama vatandaşın cebinden bu yıllarca çıkacak bir para.

BAŞKAN - "Bütçe hayırlı olsun." deyin de artık bari son cümleniz... Çünkü bitti.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Yine, biraz evvel sunumunuzda seyrettim, AR-GE'yle ilgili çalışmalarınızın ne kadar olduğunu merak ediyorum. Dünya standartlarının ulaşımda da, demir yolu, kara ulaşımında da, yük ulaşımında da yüzde 3-yüzde 4 olmasına rağmen bizde, Türkiye genelinde AR-GE'nin binde 9 veya 0,9 olduğunu biliyorum.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Evet, teşekkür ediyorum Haydar Bey.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Siz ne kadar AR-GE'ye ayırdınız da kâr yapmaya kalktınız? Çok merak ediyorum çünkü yüzde 20'liğini kullanacaksınız herhâlde, AR-GE'ye de büyük bir pay ayırdığınızı düşünüyorum.

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.