| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | |
| Dönemi | : | 24 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 18 .11.2014 |
MEHMET ALİ SUSAM (İzmir) - Sayın Başkan, Sayın Bakan, Bakanlığa bağlı bürokratlar, değerli Komisyon üyeleri, sayın basın; herkesi saygıyla selamlıyorum. Ulaştırma Bakanlığı bütçesinin hayırlı olmasını baştan diliyorum.
Sayın Bakanım, İzmir Milletvekili olarak İzmir ve yöresindeki yatırımlarla ilgili sunumunuzu izleyemedim ama bazı sorularım ve önerilerim olacak, bunları sizlerle paylaşmak istiyorum.
Öncelikle İzmir Limanı'yla ilgili bir konuya değinmek istiyorum. İzmir liman kentidir, İzmir'in ilk tanımlaması budur. Sekiz bin yıllık tarihinde İzmir hep liman kenti olmuştur, bundan sonra da liman kenti olmaya devam edecektir. Ancak bazı şeyler İzmirlileri rahatsız etmektedir. Özellikle İzmir Limanı'nın yük ve yolcu limanı olarak birlikte devam etmesi hayati zorunluluktur. Bazıları öneri getirerek, yeni alternatifler oluşturmaya çalışarak bunu aşmaya çalışmaktadırlar. Bunun temel nedeni de şudur: Yüksek tonajlı gemiler İzmir Körfezi'nde yol alırken körfez derinliğinin yeterli düzeyde olmaması nedeniyle yanaşmada zorluk çektiğini iddia ederek İzmir Limanı'na girmesin, başka alanlara girsin. İzmir Limanı'nın derinleştirme projeleri çok açık bir şekilde hazırdır. Büyükşehir Belediyesi de bu konuda her türlü desteği vermeye hazır bir noktadadır. Bakınız, İzmir'i yük ve yolcu gemisi diye ayırma ve limanın liman olma özelliğini ortadan kaldırmaya sizin müsaade etmeyeceğinize yürekten inanıyorum. Orası bugün genişletilerek yolcu, kruvaziyer turizmi için iyi bir noktaya gelmiştir. Bu konuda İzmirli çok önemli çalışmalar yapmıştır, başta Ticaret Odamız olmak üzere gemilerin geliş ücretlerini karşılayarak oraya gemi gelmesini sağlamışlardır. Şimdi gelinen nokta itibarıyla günlük bazen 5, bazen 10 geminin gelebildiği bir noktaya gelmiştir ama aynı zamanda yolcu gemisi dışında yük olayında da gereklidir. Bu anlamıyla taramayı acilen yapmak gerekiyor. "Özelleştirme yapacağız." niyetiyle bunun yapılmaması yanlıştır, özelleştirme İzmir Limanı için gerekli değildir. İzmir Limanı'nın sadece dip taraması yapılarak derinliğinin sağlanması İzmir'e önemli katkılar sağlayacaktır.
İkincisi, Çandarlı Limanı yapılmalıdır. Ancak Çandarlı Limanı'nın ihalesini alanlar liman ihalesini belirli noktaya getirip bırakmışlardır. Şu an Çandarlı Limanı ne durumdadır, niye liman devam etmemektedir, neden yatırım durmuştur, bunları özellikle kuzey aksındaki tüm ilçelerimiz ve İzmirli beklemektedir.
Üçüncüsü, yine, İzmir'de Konak-Yeşildere Tüneli. Bu tünel çevre otoyolunun ihalesi içerisinde değerlendirilerek seçimdeki 35 projeden biri olarak lanse edilip fizibilitesi yapılmadan, ÇED alınmadan başlatılmış ve sonuçta Damlacık Mahallesi'nde yaşayanların evlerini terk etmek zorunda kaldığı çok önemli bir sorunla karşı karşıya kalınmıştır. Acele kamulaştırmadan bazıları kamulaştırılmaya kalktı ama yeni, Anayasa Mahkemesinin ve Danıştayın iptaliyle acele kamulaştırma da ortadan kalktı, o insanların ciddi bir mağduriyeti vardır. Damlacık Mahallesi'nde yaşayanların sorunlarını çözmek lazım. Ünlü futbolcumuz Rahmetli Metin Oktay'ın mahallesidir Damlacık. Bunu bilgilerinize sunuyorum ve bu, mahkemeye başvurulmuş Konak-Yeşildere Tüneli'nin akıbetiyle ilgili görüşlerinizi almak istiyorum.
İzmir-İstanbul otoyolundaki durumu ve İzmir-Ankara tren hattındaki yatırımların ne durumda olduklarını da bir kez daha bizimle paylaşırsanız. Çünkü bunlar 35 proje içerisinde söz verilmiş, "Dört yıl içerisinde İzmir-Ankara tren hattı bitecek ve biz buradan Ankara'ya hızlı trenle gideceğiz." sözü verilmişti. Bu ne aşamadadır?
Çiğli'ye ikinci havaalanı sözü verilmişti. Yani Vecihi Hürkuş havaalanı yapılacaktı. Bu noktada, Adnan Menderes'in yetmediği ve yeni bir havaalanıyla bunun teşvik edileceği, oraya alan yapılacağı söylenmişti.
Aynı şekilde, otobanımızın Organize Sanayi Bölgesi'ne kadar gelip Çiğli'ye, Çanakkale otobanına bağlanması konusundaki yatırımlar eksiktir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Susam, lütfen toparlayın.
MEHMET ALİ SUSAM (İzmir) - Bu anlamıyla bu yatırımın yapılması noktasında önemli bir hızlanmaya ihtiyaç vardır.
Bunun dışında bir konunun da altını çizmek istiyorum Sayın Bakanım. Taşımacılık sektörü Türkiye'de uzun yıllardır takdir ettiğimiz gibi kara yolu taşımacılığıyla, kamyonla, minibüsle, otobüsle, taksiyle yapılan iş, dolmuşla yapılan iş. Döneminizde belgelendirmeye çıktınız bunu, her taşımacılık sistemine belge vermeye kalktınız ama bu belgelendirme sistemi vatandaştan para almanın ötesinde çok ciddi bir işe yaramış durumda değildir. Özellikle K belgelerinde, SRC belgelerinde vatandaşın ödediği paralar bazen, oturduğu, üzerinde direksiyonunu kullandığı kamyonun parasından yüksek noktaya gelebilmiş durumdadır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Susam, lütfen son sözlerinizi alayım.
MEHMET ALİ SUSAM (İzmir) - Bunlar, kara yollarında bu anlamıyla mağdur olan, aylarca iş bulamayıp artan petrol fiyatlarıyla zor durumda olan kamyoncu esnafımız için sıkıntılı bir durumdur. Aynı şekilde bütün bunların artık belgelendirmenin paraya dayalı değil, eğitime ve can güvenliğine dayalı, trafikte bu anlamıyla yenileşmeyi ve eğitimi teşvik eden bir anlayış olmalıdır. Paraya dayalı, niye Karayolları para alıyor belge vermekten arkadaş? Bunun nedenini bir açıklasınlar bana, verdikleri belgelerin parası ne anlam ifade ediyor? SRC belgelerinin para vermeden verilebileceği çok açık bir noktadadır. Bu anlamıyla, bu eğitimlerin yapılması noktasında teşvik edilip, hatta sizin bu konuda bütçenizden kaynak aktarıp herkesin eğitim almasını, belge düzeninin de paraya dayalı değil, eğitime dayalı bir noktaya gelmesinin gerekli olduğunu düşünüyorum.
Bu sorularıma -belki bir kısmını sunumda yapmışsınızdır ama- cevap vereceğinize inanıyorum.
İyi niyetle İzmir'e baktığınızı da biliyorum, bu konuda da teşekkür ederim.