| Komisyon Adı | : | KAMU İKTİSADİ TEŞEBBÜSLERİ KOMİSYONU |
| Konu | : | Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğünün (ÇAYKUR) 2013 ve 2014 yıllarına ait bilanço ve netice hesaplarının görüşmeleri |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 1 |
| Tarih | : | 04 .05.2016 |
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Teşekkürler Başkan.
Tabii, biz KİT komisyonlarında denetimin yanında, önermelerde bulunarak devletin veya milletin kuruluşunun daha verimli, daha iyi olması yönünde düşüncelerimizi açıklıyoruz. ÇAYKUR'un asıl işlevi, çay üreticilerinin ürünlerinin değer bulması, tüketiciye de kaliteli ürünün yansıması. Bu bağlamda, Sayıştay raporlarından da izlediğim kadarıyla eksiklikleri alt komisyonda da dile getirmiştik. Gerek alımından başlayarak üretimine kadar... Ama, görünen o ki ÇAYKUR'un öne çıkan olayı DİDİ. DİDİ markasının varlığı ÇAYKUR'un asıl işlevini yapmasını yaratacak bir fonksiyon değil. Böyle bir ürünün yaratılmış olması güzel bir olay, bu anlamda kutlamak gerek ama işlev olarak esasında ÇAYKUR'un çay üreticisine bölgeye çaya yatırım yapması gerekiyor. Buna baktığımızda kapasitesinin artırılması, teknolojinin yenilenmesi, alınan ürünün sevkiyatındaki aksamaların olmaması gibi konularda sorun var. Peki, DİDİ ne? DİDİ dolaylı bir ortaklık. DİDİ'de burada Sayıştay raporlarında görüleceği üzere, 2014 yılında 12 adet dolum ihalesi yapılmış ve toplamda 137,5 milyon adet, 121,7 milyon litrelik dolum sağlanmış. Tabii, bunun karşılığında firmalara yapılan ödeme de 103 milyon tutarında. Bunun da 2014 yılında ödemesi o gün için 49 milyon olarak gerçekleşmiş. Tabii, ödeme yapılan firmalar, Teközel, Kristal Cola, Oğuz Gıda ve Dimes. Bunlardan dolum yaptırdığına göre bu kuruluşlara ÇAYKUR'un büyük bir desteği oluyor. Niye kapasitesini kendi kullanamayan kuruluşa fason üretim yaptırıyorsun? Müteşebbis yatırım yapmış ama yatırımında kendisini ayakta tutacak bir yöne giremeyince başka ürün dolumuna girmiş. Bu doğaldır. Türkiye'de bu yapılan bir uygulama. Ama, ÇAYKUR'un kendi asli işlevinin dışında böyle bir işe yönelmesinin farklı bir faydası olması lazım. Tamam, marka yaratılmış ama ham madde olarak kendisinin de oraya ürün veren pozisyonda ilk sırada bulunması lazım. Örneğin ambalaj malzemesinden, suyundan, limonundan, oradaki ödemeden daha artı bir avantaj şimdilik sağlayabilir ama bu tür yatırımlarda, geçmişte -benim branşım endüstri mühendisiyim ama gıda gruplarında uzun yıllar yöneticilik yaptığım için- çalıştım bu tür ürünlerin dönemsel satış artışları olur. Sonra eğer fason yapıyorsanız, adam kendi işlerini geliştirdiğinde sizin bu işlerine ihtiyacı da kalmayabilir.
Şimdi Sayın Genel Müdür Rize'de yatırım düşünüyor. Biraz evvel kendi söylediğiyle şöyle bir çelişki var: Ürünün olduğu yere yatırım yapmak lazım, eğer yapılacaksa da -Rize bölgeye yönelik bir yatırım olabilir ama- aslında yapılması gerekli olan Adapazarı, İstanbul çünkü buradaki rakamlara baktığımızda da genelde satış bölgeleri, o bölgeler görülüyor. Bu anlamda DİDİ riskli bir olay. Bana kalırsa ileriye dönük oluşacak politikada kuruma kısmi fayda sağlayabilir ama ÇAYKUR'un üreticisine bir artı getiren bir olay değil. Görünürde ÇAYKUR'un kendi içinde bulunduğu durumu bu süreç içinde DİDİ kurtarmış, bunun böyle devam etmemesinin riski var. Önemli olan ÇAYKUR'un kendini geliştirmesi. Teknolojik anlamda, işte buna benzer altyapısını güçlendirecek yatırımlara yönelmesi. Burada baktığımız zaman onları göremiyoruz.
Keza bu reklam giderleriyle de, bayilik olaylarıyla da ilgili olarak söylediklerim -başlangıçta da belirtim- bayi primi ve reklam uygulamalarının satışlara olan katkısı yönünden gözden geçirilmesi, Sayıştayın 103 no.lu sayfasında da dile getirilen bir ifade. Yani konuşulduğu kadar yarattığı sorunu var, getirisiyle ilgili, reklamla. Harcanan reklamın katkısı, markalaşırken doğrudur, daha fazla yatırıma para harcanabilir ama ürün tuttuktan sonraki süreçte bunun akıcılığı olması gerekir, bu konuda da sıkıntı olabileceğinde kaygım var.
Keza, bu Çaytaş, Gıda, Pazarlama, Reklam Sanayi A.Ş kurulmasıyla buranın pazarlama işlerini yürütüyor. Bayilere verilen promosyon malzemesinde 2013 yılında 311 binden, 2014'te 5 milyon 706 bine bir çıkış var. Yani tanıtıma oldukça fazla kaynak yaratılmış ama o fayda istenildiği biçimde sağlanamayınca raporda yer alan bir konu.
Keza, şimdi, bu ÇAYKUR'un kapasite kullanımında siyah çayla ilgili olsa gerek, mevcuttaki kapasite 120 bin belirtilirken yüzde 14'lük bir kapasite artışıyla 148 binlik bir üretim sağlanmış. Şimdi, tam kapasiteyle çalışıyordu da burada yeni bir yatırım yapıldı ya da dışarıya fason iş mi yapıldı da bu artış var? Yoksa kurumda mevcut rakamlarda bir çelişki meydana geliyor. Yani kapasite üzeri üretim mi gerçekleşmiş? Bunun da değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum.
Keza, burada kuruluş faaliyetleri içinde net satış tutarındaki artış ve üretim artışı arasındaki oran da bana biraz çok gerçekçi gelmedi, onu da söylemek istiyorum.
Çalışmalarınızda başarılar diliyorum çünkü ÇAYKUR'un çok önemli olduğunu düşünüyorum. KİT'leri biz incelediğimizde gördük ki çoğu yapı özelleştirilirken yükü devlete kalmış, ana aksı gitmiş, sorunu devlete kalmış bir yerde. ÇAYKUR'un bana göre ileriye dönük, gelişerek, güçlenerek ve ülkenin de, üreticinin de, tüketicinin de yararına gelişmesinin yararlı olacağını düşünüyorum.
Teşekkür ederim.