HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Değerli arkadaşlar, mütemadiyen beş yıldır konuşuyoruz bu konuyu. Şöyle izah edeyim anlaşılır olması için: Aynı apartmanda oturuyoruz. Ben dairemi satıyorum ama yanda bir daire daha var. Bu satışı gerçekleştiriyorum. Bir vatandaş geliyor, benim dairemi alıyor, tapuya gidiyor ama yanımda da siz komşumsunuz, tapu müdürünün de marifetiyle o komşumun dairesini de kendi üzerine geçiriyor bu satış sözleşmesinde.

Şimdi, yaklaşık 112.907 metrekare bir arsa bu. Yanılmıyorsam 24 milyon TL'ye satıldı fabrika ve arazisiyle birlikte ama Türkiye Şeker Fabrikaları Kurumuna ait bu arazi. Tapu kayıtlarında böyle gözüküyor.

Şimdi, böyle gözükmesi, ihaleye çıkarken, bu ihale belgelerinin içerisinde olduğu söyleniyor. Yani ihaleye çıkarken Şeker Fabrikası arazisi, bir de Şeker Fabrikaları Kurumuna ait olan arazide ihale ve şeyin içerisinde gözüküyor. Bu şu demektir biraz evvel verdiğim örnekte: Ben dairemi satıyorum ama komşunun dairesini de benim gibi gösterip tapu müdürüyle iş birliği yapıp o daireyi de satış esnasında onun üzerine geçirmek gibi. Kim bu arkadaş? Kim yapmış? Kiler Grubu, Vahit Kiler, geçen dönemde de çok tartıştık bunu, AKP milletvekiliydi biliyorsunuz, hatta Komisyonda Divanda oturuyordu. Çok tartıştık bunu, çok konuştuk. Yargıya intikal etti. Gerçekten de -şimdi hatırlayamıyorum, tutanaklarda var yine konuyu anlatırken- başka bir yerde de aynı şeyi tekrarladıklarını görüyoruz, yine bir özelleştirmede aynı işi tekrarladıklarını görüyoruz.

Aslında, burada izleyelim ve umarım kurum lehine sonuçlanır ve Sayıştayın bildirdiği görüşler doğrultusunda sonuçlanır. Gerçekten bunun arkasında hoş olmayan şeyler var arkadaşlar. Hani şunu diyebilirsiniz, "Belki orada bir maddi hata yapıldı." diyebilirsiniz ama aynı şirketin bir başka özelleştirme idaresinde yine aynı yöntemi kullandığı yine kayıtlara geçmiş, davaları sürüyor. Bu nedenle de burada ben bunun izlenmesi gerektiğini düşünüyorum, hatta sizin de gayretinizle bunun tekrar kuruma kazandırılması yani Şeker Fabrikaları AŞ'ye kazandırılması gerektiğini düşünüyorum. Böyle bir durumla karşı karşıyayız. Bir de zaten yargı orada, tapuda bir usulsüzlük olduğunu belgelemiş, bu tapu müdürü hakkında gerekli işlemleri, soruşturmaları yapmış ve o konuda da cezai işlem uygulamış ama kurumun bu sırada sanki bu arsadan kurtulmak için bir gayret gösterdiği ortaya çıkıyor.

Yani arkadaşlar, bu, devletin malı, milletin malı. Kimsenin babasının özel malı değil. Sen, babanın özel malı olsa verebilirsin istediğin adama, ister hibe et, ister para karşılığı ver, ister promosyon olarak ver, nasıl istiyorsan ver ama 112 bin metrekarelik bir araziyi, milletin arazisini, devletin arazisini... Kurumun bu kadar bu konuda şey davranmasını benim aklım almıyor yani niye kurum bu kadar gevşek davranıyor bu konuda veya kurum bu konuda ilgisiz davranıyor bu işte, onu anlamış değilim. Her şey ispatlanmış ama bir türlü çözülmeyen bir durum var. Biraz da kurumun eksikliğinden kaynaklandığını düşünüyorum. Bunun da izlenmesi gerekiyor diye düşünüyorum ayrıca.