| Komisyon Adı | : | KAMU İKTİSADİ TEŞEBBÜSLERİ KOMİSYONU |
| Konu | : | Makine ve Kimya Endüstrisi Kurumu Genel Müdürlüğünün 2013 ve 2014 yıllarına ait bilanço ve netice hesaplarının görüşmeleri |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 1 |
| Tarih | : | 11 .05.2016 |
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Teşekkür ederim.
Ulusal bağımsızlığın önemli unsurlarından birinin caydırıcı, güçlü, modern bir ordu olduğu, bunun için de güçlü bir savunma sanayinin gerektiği sanırım herkesin kabulüdür. Makine ve Kimyanın bu güçlü savunma sanayinin en önemli kısmını oluşturduğu da bir gerçektir. Yönetim anlayışının yeniden yapılanmaması durumunda bunun önümüzdeki süreçte sıkıntı yaratıp yaratamayacağı veya bu konuda kurumsal olarak nelerin düşünüldüğünü sormak istiyorum.
2014 yılı Sayıştay raporunda AR-GE çalışmalarına ayrılan payın kurum cirosunun yüzde 1,7'sine karşılık geldiği görülüyor. Yine aynı raporda, sektörün büyük firmalarının cirolarında AR-GE'ye ayırdığı payın yüzde 10 olduğu belirtiliyor.
Yürütülen projelerden bir kısmının durdurulduğu, bir kısmının beklemede olduğu Sayıştay raporunda yer alıyor. Tamamlanan projelerden 13 adedinin endüstrileşme çalışmalarına başlanamadığı belirtilmektedir.
Makine ve Kimyanın AR-GE stratejisi politikası ve programı nedir? Bu anlayışla bu kadar küçük bütçeyle başarılı olunması beklenmekte midir? Sonuçlanan AR-GE projelerinde yapılan harcama ne kadardır? Bu miktarın ne kadarı için destek alınmıştır? Tamamlanan AR-GE projelerinin kaçı üretime girmiştir? AR-GE çalışmaları sonucu geliştirilen ürünlerin satış miktarı veya tutarları nedir? AR-GE personeli kaç kişidir? Bu personelle yeterli AR-GE projesinin sağlıklı bir şekilde yürütülmesi mümkün müdür? AR-GE çalışmaları konularında uzman, ciddi eğitim almış beyin gücü yapılanması kurumda sağlanmış mıdır? AR-GE personeli arasında lisans, yüksek lisans, doktora derecesine sahip olanlar kaç kişidir? Temel bilimler ve mühendislik alanlarında mezun olanlar kaç kişidir? AR-GE projesi içinde yalnızca Sanayi Ticaret Bakanlığından destek alarak mı yürütüyorsunuz? Özellikle TÜBİTAK'tan destek görmenizin çok yararlı olduğu düşüncesindeyim.
Hurda işletmesi hariç kurumun 2014 yılında 546 milyon satış yaptığı görülmektedir. Kurum personel sayısı 5.547 olduğu, personel giderinin 2010 yılında 333 milyon lira olduğu görülmektedir. Personel giderinin satış oranı yaklaşık yüzde 61'dir. Sizce bu kadar personelle bu üretim ve satış rakamları yeterli midir? 17 Aralık 1997 tarihinde yapılan KİT Komisyonu tutanaklarında 1991 yılında personel giderlerinin toplam satış rakamına oranı yaklaşık yüzde 45 iken, 1995'te yüzde 18'e, 1996'da yüzde 14'e düştüğü görülmektedir. 1996 yılında yüzde 14'e kadar düşen oran rekor kırarak 2014 yılında yüzde 61'e çıkmıştır. Bunun kuruma olumsuz etkisi olacak mıdır?
Yeniden yapılanma çalışmalarıyla tasarruf sağlandığı söylenmektedir. Yapılan tasarruflarda bu sonuçlara ulaşılmış mıdır?
Personel üretim, satın alma ve benzeri konularda sağlıklı program yapmak, maliyetleri düşürmek, zamanında teslim yapabilmek için bildiğiniz gibi yıllara sari siparişler önemlidir. Yıllara sari sipariş konusunun da kurumun en önemli konularından biri olması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü bu öneride yanıt verilirken de belirtilmiş. Bu sari üretim, bildiğiniz gibi, bir projelendirilen çalışma onayı yıl ortasına gelince o çalışmanın yürümemesine neden olduğu için planlı bir çalışmanın gerekliliği ortaya çıkıyor. Kurumun bu konuda da üç yıllık, beş yıllık programlarla önünün açılmasının yararlı olacağı düşüncesindeyim.
Silahlı Kuvvetlerin ihtiyacını sağlayan, bu anlamda, savunma sanayi ürünleriyle Türkiye'mizin şu anda bana göre göz bebeği sayılacak kurumun bütün bu çalışmalarını da geliştirerek, stratejik olarak konumunu güçlendirerek ileriye yürümesini diliyorum.
Emek veren, çalışmada bulunan herkese teşekkür ediyorum. Amacımız kurumun daha gelişmesi ve istenilen düzeyde savunma sanayine katkı sağlayacak bir kurum olarak geleceğe taşınmasıdır.
Teşekkür ediyorum.