KOMİSYON KONUŞMASI

ATİLA SERTEL (İzmir) - Ben yeni Genel Müdüre, Cenk Şen Beyefendi'ye başarılar diliyorum.

İzmir'de gazetecilik yaptığımın başlangıç yıllarında İzmir'de vali olarak görev gören Sayın Vecdi Gönül, devletin hemen hemen tüm kademelerinde görev almış, bugün de TÜRKSAT'ın Yönetim Kurulu Başkanı olarak karşımıza çıktı. Ona da yeni görevinde başarılar dilerim.

Orhan Deligöz Başkanım ve Zekeriya Birkan'ın da olduğu alt komisyon toplantılarına katılmıştık. Melike Basmacı kardeşim ve MHP'den Sayın Mustafa Mit'le beraber orada bir Genel Müdürü tanımıştık, Profesör Doktor Ensar Gül. Kendisini ilk kez orada görmüştüm, ilk kez de Cenk Şen'i burada görüyorum. Ensar Gül'ü araştırdım sonra ben meraktan, bu konuda çok uzman olan ve mesleğinde gerçekten hem akademik kariyer yapmış hem de bize o sunumunda... Ve TÜRKSAT'ın geleceğine ilişkin müthiş bir çalışma yürütme aşkıyla dolu olan bir yöneticiydi. Yani, sonradan benim öğrendiğim, bildiğim, Boğaziçi Üniversitesi mezunu olduktan sonra, İngiltere'de kendi branşında master, doktora yapıp uzun yıllar öğretim üyesi olarak kaldıktan sonra, Uludağ Üniversitesine gelip bilgisayar yazılım mühendisliği üzerinde, sonra Marmara Üniversitesinde görev gördüğünü, TÜBİTAK'ta görev yaptığını ve TÜRKSAT'ın aşkıyla yanıp kavrulan bir insan olduğunu görmüştüm. Fakat, Ensar Gül'ü bugün burada göremedim, bunun nedenlerini bilmiyorum. Neden değişiyor bu kadar sıklıkla genel müdürler, onu da bilmiyorum, onu da açıklamak mümkün değil diye düşünüyorum. Yurt dışında başarıyı yakalamanın yolunun istikrardan ve süreklilikten geçtiğini iyi biliyorum. Yani, bir konuda bir kişi eğer bir kurumu yıllar itibarıyla taşır ve üstlenirse o kurumun daha başarılı olacağına olan inancımı taşıyorum. Tabii, burada belki bu sözlerimin de siyaseten söylendiğini ve siyaseten konuştuğumu zannedenler de olabilir ama işin gerçeği şudur: Yurt dışında, uzmanlaşan insanların siyasi görüşleri ya da bakış açıları ne olursa olsun, liyakat gereği görevlerinde bulunurlar ve sıklıkla değiştirilmezler. TÜRKSAT çok önemli bir kurum ve TÜRKSAT'ın sıklıkla genel müdür değiştirdiğine tanık oluyoruz. 21 Nisan 2014'te gelmiş Ensar Gül, Doktor Özkan Dalbay'dan almış, kurumu tanıyıp işe koyuluncaya kadar geçecek süreyi de saymazsak neredeyse bir yıl civarında görevde bulunmuş. Sayın Genel Müdüre ben daha uzun süreli görev diliyorum, Cenk Şen'e. İnşallah, kurumda genç bir kurmay albay olarak uzun yıllar hizmet etme görevinde bulunur.

Ben, tabii, Ensar Gül'ün bana ve benim sorularıma niçin yanıt vermediğini de burada sormak için gelmiştim fakat bu, nasip olmadı, yeni Genel Müdüre soracağım. Ben çok açık ve net anlaşılır sorular sormuştum, hiçbirine yanıt vermemek, hiçbirine nasıl yanıt vermeyeyim diye uğraşmak gerçekten bir başarı öyküsü diye düşünüyorum ve hakikaten, bütün sorularıma yanıt vermemiş TÜRKSAT. Çok açık ve net sordum, dedim ki: Siz, Kablo TV ve Teledünyadaki daha önce yayınlardan çıkarılan TV ve radyo yayınlarına uyduda da son verdiniz. Benim, siyaseten ve dünya görüşü itibarıyla hiçbiriyle yakın ve uzak hiçbir bağlantım yok, olmadı, olmaz da ama Samanyolu Yayın Grubuna bir yazı gönderilerek, aralarında çizgi film olan Yumurcak TV'nin de olduğu, Samanyolu Avrupa, Ebru TV, Samanyolu Haber, Mehtap TV, Dünya TV, MC TV, Samanyolu Afrika, Burç FM, Samanyolu Haber Radyo, Radyo Mehtap, Radyo Cihan olmak üzere 13 kanal ve radyonun uydudan niçin çıkarıldığını sordum. "Kurumun bu kanalları uydu ve diğer platformlardan çıkarmasının gerekçesi nedir?" dedim. "Acaba iktidara muhalif oldukları için mi yayınlarına son verildi?" dedim. "Size bu sözleşmeden doğan maddeleri, ücretleri ödemediler mi, yoksa kanallar arasındaki sözleşmede bir sıkıntı mı oldu?" diye sordum. Bunların hiçbirine yanıt verilmemiş ve zarara uğrayıp uğramadığını sordum. Diyor ki: "Şirket kârı 79 milyondan 217 milyona çıktı, zararımız yok." Ben onu sormadım. Dedim ki: "Bu kanallar ve televizyonlar size ne kadar para ödüyordu? Ne kadar paradan vazgeçtiniz bu kanalları uydudan atmak için?" diye sordum. Bunlara da yanıt verilmedi. Sözleşme maddeleriyle ilişkin ilgili hüküm maddelerini bozmaya yönelik ve atmaya yönelik bu sözleşmelerin feshedilmesi gerekçelerini sordum, onlara da yanıt verilmedi, yanıt verilmedi.

Şimdi, Genel Müdür yine yanıt verir vermez, bilmem çünkü elinde mi, değil mi, onu da bilmem çünkü bu yanıtları acaba TÜRKSAT'ın yönetimi ve Genel Müdürü mü yazıyor, onu da bilmem, kim yazıyor, onu da bilmiyorum ama yine sordum. Dedim ki, bakın arkadaşlar: "2002 ile 2015 yılları arasında uydu ve diğer platformlardan tek taraflı olarak çıkardığınız yayınları, isimlerini, çıkarılış gerekçelerini ve tarihlerini soruyorum." Ona da yanıt yok. Diyor ki: "Yani, bu yayınlar çıkarıldıysa yayın ilkelerine aykırı hareket etmişlerdir." "Sana ne." diyorlar yani "Sana ne bu isimlerden, bu radyolardan, bu yayınlardan." deniyor. Bunu da çok doğru bulmuyorum. Burası eğer bir KİT Komisyonuysa ve KİT Komisyonu üyesi bir milletvekili genel müdüre ve yetkili kurula bir soru soruyorsa o soruların cevabını vermekle mükellef diye biliyorum. Eğer verilmezse, ben bunlarda yasal olarak hakkımı arayacağımı da burada, huzurunuzda söylüyorum.

Yine, üçüncü sorumu tekrarlamak istemiyorum uzun uzun olarak. Lütfen, bu soruma da yanıt verin. Yani, burada çok açık ve net, Türkçe olarak da çok anlaşılır cümlelerle yazdığım soruların yanıtına ulaşamıyorum, ulaşamadım. Yani, burada sorduğum soruları tekrar etmek istemiyorum, Komisyonun da fazlaca vaktini almak istemiyorum ama sorduğum 7 sorunun 7'sine de yanıt verilmemiş, 7'si de geçiştirilmiş. Bunun burada not olarak düşülmesini istiyorum.

Şimdi yeni bir soru sormak istiyorum: Mart ayı başında İMC TV ve Bengütürk uydudan çıkarıldı. Bu Kurumunuz tarafından o tarihte yapılan açıklamada "Bengütürk televizyonu yeni sözleşme talebinde bulunmadı." denmişti. Ancak, Bengütürk Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Turgut, daha sonra yaptığı açıklamada "20 Ocak 2016 tarihinde, TÜRKSAT'ın gönderdiği sözleşmeyi imzalayıp kaşeleyerek Kuruma gönderdik, resmen sözleşme talebinde bulunduk." dedi. Şimdi soruyorum: Acaba Ahmet Turgut mu doğru söylüyor, Bengütürk Yönetim Kurulu Başkanı imzalayıp böyle bir sözleşme talebinde bulundu mu, yoksa "Bengütürk TV sözleşme talebinde bulunmadı." diye Bengütürk'ü de uydudan o gerekçeyle mi düşürdü?

Ayrıca, yine, geçtiğimiz günlerde gündeme geldi, RTÜK aracılığıyla Can Erzincan, Van TV, Özgür Gün, Jiyan TV, Hayat TV, Azadi TV yayın lisansı iptalinin gündeme geleceğini söylemişlerdi. Fakat, RTÜK'te yapılan tartışmalar neticesinde bunun hukuka uygun olmadığını ve bu kanalların bu yöntemle susturulamayacağını söylediler. Şimdi, ben yine bir duyum üzerinden soruyorum: Bu kanalları da geçmişte diğer kanalları çıkardığınız gibi uydudan çıkarmayı düşünüyor musunuz, hedefliyor musunuz? Hedefinizde daha kaç kanal var uydudan çıkarılacak? Siz, acaba sözleşmeler gereği mi kanallarla iş yapıyorsunuz, yoksa bir yerden gelen talimatı mı yerine getiriyorsunuz? Bunu da açıklıkla yanıtlamanızı bekliyorum ve ben bu sorularıma ısrarla yanıt beklediğimi bir kez daha söylüyorum.

Sayın Vecdi Gönül devlet adamıdır, valilikten tutun Millî Savunma Bakanlığına, Basın İlan Kurumunda devleti temsilden pek çok kuruma kadar görev yapmış ciddi bir insandır. Ben o ciddiyetle, bu sorularımın yanıtını açıklıkla Yönetim Kurulu Başkanından da talep ettiğimi belirtmek istiyorum.

Teşekkür ederim.