KOMİSYON KONUŞMASI

FAHRETTİN OĞUZ TOR (Kahramanmaraş) - Teşekkür ederim.

Tabii, burada, otuz yedi yıl önce Ankara Valisiyken Sayın Vecdi Gönül Bey, büyüğümüz, bir iyiliğini de görmüştüm 1980 öncesinde... Otuz yedi yıl sonra burada karşılaşmaktan büyük mutluluk duyduğumu söylemek isterim. Herkese nasip olmayacak çok büyük bir müktesebat var, gerçekten -Sayın Sertel Bey'in söylediği gibi- ender devlet adamlarından biridir, bunu söylemek istiyorum. Yeni görevinde de başarılar diliyorum. Bu büyük devlet tecrübesinin TÜRKSAT'a büyük kazanımlar, katkılar sağlayacağını düşünüyorum.

Yeni göreve gelen, nisan ayında göreve gelen, eskiden devam eden yöneticilere de başarılar diliyorum.

Burada iki konuyu gündeme getirmek istiyorum ben. Önce bir açıklama yapacağım, sonra da sorularımı yönelteceğim. Birinci konu şudur: TÜRKSAT AŞ, 2013 yılı Temmuz ayında, Kablo TV altyapısı, bakım onarım hizmetleri ihalesi yapmış ve ihaledeki 14 bölgenin 4'ünü kazanan 3 firma -isimlerini de söylemek gerekmiyor ama arkadaşlarımız bilir; DERMAK, OTH ve TÜRKOM gibi firmalar- sözleşmelerinin imzalanması aşamasında, bu firmaların ihale şartnamesinde yasaklanmış olan aynı ortaklık yapısına sahip oldukları yönünde ihbarlar yapılıyor. Bu ihbar üzerine TÜRKSAT AŞ Teftiş Kurulunca yürütülen soruşturmada iddianın doğru olduğu anlaşılıyor ve bu 4 bölgenin ihalesi iptal ediliyor. Yeniden yapılan ihale ilk fiyatların yüzde 15-20 altında fiyatlarla sonuçlanıyor, ikinci ihale ve hem bir usulsüzlük önlenmiş hem de TÜRKSAT AŞ'nin -toplamda 10 milyondan fazla, 13 milyon TL'yi bulan- daha düşük maliyetle aynı işi yaptırması sağlanmış. 3 firmanın teminatlarına da ihale şartnamesi gereğince el konuluyor. İhbara konu 3 firmanın aynı adreste kuruldukları, şirket ortaklarının ve kurucularının hem şirketlerin kurulduğu hem de söz konusu ihalenin yapıldığı tarihte TÜRKSAT AŞ'nin taşeronu olan bir kişinin sahibi olduğu firmaların işçileri olduğu yürütülen soruşturma neticesinde tespit ediliyor. İhaleye katılan firmaların aynı ortaklık yapısına sahip olamayacakları yönündeki şartname hükmü gereğince bu 4 firmanın yaklaşık 3,6 milyon TL'lik teminat mektuplarına ihale şartnamesi uyarınca el konuluyor ve nakde çevrilmesi için Türkiye Finans Katılım Bankasına yazı yazılıyor. Bu yazışma yapılır yapılmaz bu firmalar teminat mektuplarının nakde çevrilmesi işlemine karşı dava açıyorlar ve ihtiyati tedbir kararı alıyorlar. TÜRKSAT AŞ'nin 21/4/2014 tarihinde tüm üst yönetiminin değişmesi, kısa süre sonra da bu ihaleyle ilgili soruşturmaları yapan ve ihtiyati tedbir kararı vermiş olan, davayı takip eden Hukuk Müşaviri ile Teftiş Kurulu Başkanı gerekçesiz şekilde işten atılıyorlar. Söz konusu davada düzenlenen bilirkişi raporunda TÜRKSAT AŞ'nin yaptığı nakde çevirme işleminin hukuka uygun olduğu yönünde bilirkişi görüşü verilmesine karşın TÜRKSAT AŞ Genel Müdürü ve tüm genel müdür yardımcılarının görevden alınması, Hukuk Müşaviri ile Teftiş Kurulu Başkanının da işten atılması sonrasında teminatlarına el konulan 4 firma birdenbire davalarını geri çekiyorlar. TÜRKSAT AŞ Teftiş Kurulu tarafından düzenlenen söz konusu ihalenin iptal edilmesi yönündeki rapor ortada dururken ve bu konuyla ilgili yeni bir inceleme, soruşturma yapılmamış iken bahse konu 4 firmanın davalarını geri çekmesi üzerine toplam 3,6 milyon TL'lik teminat mektuplarını hemen nakde çevirmesi gereken yeni TÜRKSAT AŞ Yönetimi, tam tersi hareket ederek söz konusu teminat mektuplarını hemen firmalara iade etmiş ve konu kapanmıştır; kapatılıyor.

Sorularım şunlar: 2013 yılı Temmuz ayında yapılan Kablo TV altyapısı bakım, onarım hizmetleri ihalesindeki 14 bölgenin 4'ünü kazanan DERMAK, OTH ve TÜRKOM firmalarının sözleşmelerinin imzalanma aşamasında bu firmaların ihale şartnamesinde yasaklanmış olan aynı ortaklık yapısına sahip oldukları yönünde yapılan ihbar üzerine başlatılan soruşturma sonucunda bu bilginin doğru olduğu Teftiş Kurulu raporuyla kanıtlanmış iken, bu firmaların 3,6 milyon TL'lik teminat mektupları ihale şartnamesi hükümleri uyarınca nakde çevrilip TÜRKSAT AŞ'ye gelir kaydedilmesi gerekirken ilgili firmalara iade edilmiş midir? İade edilmiş ise bunların iade edilmesi yönünde Teftiş Kurulunca yeni bir rapor düzenlenmiş midir? Teftiş Kurulunca yeni bir rapor düzenlenmemiş ve buna rağmen 3,6 milyon TL'lik teminat mektupları ilgili firmalara iade edilmiş ise ilk rapordaki delil ve tespitler ortadayken bu iade işlemi hangi gerekçeyle ve kimler tarafından verilen görüşe veya görüşlere göre firmalara iade edilmiştir? Söz konusu 3,6 milyon TL'lik teminat mektuplarının ilgili firmalara iadesi için Teftiş Kurulu raporuna ve mevcut delillerin ortaya koyduğu hukuki duruma aykırı işlem olarak iade edilmesiyle ilgili bir soruşturma yapılmış mıdır? Bir de bu konuda Sayıştayın yaptığı bir işlem var mıdır? Sorularım bunlar.

İkinci konum da şu: TÜRKSAT AŞ'nin -gerçi bu 2014'le ilgili, az önce söylediğim 2013'tü- 18/4/2014 tarihinde yapılan şirket olağan genel kurulundan sonra aralarında eski Teftiş Kurulu Başkanı, eski Hukuk Müşaviri, 4 müfettiş ve görevden alınan 1 direktörün de olduğu bazı çalışanlar hiçbir gerekçe gösterilmeden, herhangi bir müfettiş incelemesi veya haklarında hiçbir iddia da söz konusu dahi olmadan işten atılmışlardır. İşten atılan bu kişiler Ankara iş mahkemelerinde işe iade davası açmışlar, bu davaları kazanmışlar ve Teftiş Kurulu Başkanı ile Hukuk Müşavirinin davaları Yargıtay tarafından da onaylanıp kesinleşmesine karşın bu kişiler işe iade edilmemişler ve TÜRKSAT AŞ bu kişilere ayrıca işe iade etmemekten dolayı tazminat ödemiştir. Tabii, şu çok üzücü bir konu bence, daha önce de dile getirmiştim: Bir kişi ancak yüz kızartıcı sebeple işten atılır yani işten atılıyorsunuz, eve geliyorsunuz, insanlar eşlerinin yüzlerine bile bakamazlar. Bu kişilere işten atılırken kıdem tazminatı yanında bir de ihbar öneli vermeden derhâl iş akdi feshi işlemi uygulandığı için ayrıca ihbar tazminatları da ödenmiştir. TÜRKSAT AŞ'nin bu kişilerle ilgili yaptığı işlemler nedeniyle normalde ödeyemeyeceği bir ihbar tazminatı ile işe iade etmeme tazminatlarının tutarı olarak yaklaşık 1 milyon TL'den bahsedilmektedir ve bu şekilde yapılan haksız işlemlerden dolayı bugüne kadar ödediği, diğer davalar onaylandığında da ödemek zorunda kalacağı TÜRKSAT AŞ'nin mali zararı yaklaşık 1 milyon TL diyelim, bu haksız fesih işlemini yapan yöneticiler TÜRKSAT AŞ'yi yaklaşık 1 milyon TL zarara uğratmışlardır diyebiliriz.

Sorularım şunlar: TÜRKSAT AŞ'nin 18/4/2014 tarihindeki genel kurulundan sonra müfettiş incelemesi, soruşturması olmadan ve herhangi bir gerekçe gösterilmeden, ihbar öneli dahi verilmeden kaç çalışanının iş akdi feshedilmiştir? Bu şekilde iş akdi feshedilenlere ne kadar ihbar tazminatı ödenmiştir? Bu şekilde iş akdi feshedilenlerin açtığı işe iade davalarını kazananlar işe geri başlatılmışlar mıdır? İşe iade davalarını kazandığı hâlde işe geri başlatılmayan kişilere ne kadar işe iade etmeme tazminatı ödenmiştir? Herhangi bir gerekçe gösterilmeden ve herhangi bir müfettiş incelemesi, soruşturması yapılmadan iş akitleri süre dahi verilmeden feshedilen bu kişilere ödenen ihbar tazminatları ile işe iade davalarını kazandıkları hâlde işe geri alınmadığı için ödenen işe iade etmeme tazminatları bu kişilerin iş akitlerini haksız yere fesheden yöneticilerden geri alınmış mıdır? TÜRKSAT AŞ'yi mali zarara uğratan bu işlemleri yapanlar hakkında ve bu zararları sorumlulardan geri tahsil etmek için soruşturma açılacak mıdır? Son sorum da bu konuda Sayıştayın yaptığı bir işlem var mıdır?

Sorularım bunlar, bunlara net cevaplar bekliyorum. Bunu da Sayın Vecdi büyüğümüzden özellikle bekliyorum çünkü hakikaten, işte, Avrupa kriterleri diyoruz, bunlardan bir tanesi de Türkiye'de yolsuzlukların üzerine ciddi şekilde gidilmediği şeklindedir, toplumda da ciddi bir güvensizlik var, özellikle inancımıza göre "Bu işi yapanların elini keseceğim." inancına sahip olan bizlerin üzerinde titizlikle durmamız gerektiğini düşünüyorum ben çünkü üç günlük dünya, bunun bu dünyada olmasa bile öbür dünyada her hâlükârda hesabının sorulacağını düşünüyorum. Sorularımın cevabını bekliyorum.

Teşekkür ederim.