KOMİSYON KONUŞMASI

ZEKERİYA TEMİZEL (İzmir) - Değerli arkadaşlar, bütçe hakkı -burada geçici bütçe sırasında çok tartıştık- yasama organının halk adına kamu gelirlerini toplama ve yine halk adına bu bağlamda gelirlerini harcama konusunda yürütme organına sınırları belirlenmiş yetki verilmesi ve bunun sonuçlarının denetlenmesi anlamına geliyor. Bu Anayasa Mahkemesinin kararı. Sınırları belirlenmiş bir yetki verebiliyorsunuz ancak. Sınırları belli olmayan, "Şu kadar da olabilir, bu kadar da olabilir, istediğine uygular, istediğine uygulamaz." diye bir yetki verilemez, bu olmaz. Ha, verirsiniz ama yani bunun olmayacağını da görürüz hep beraber. Bunun olmaması gerekir.

Örneğin; daha önceden "...verilir..." ifadesinin "...verilebilir..." gibi ihtiyariliğe dönüştürülmesinin bile yasada ne kadar büyük değişiklikler yapacağını teknik arkadaşlardan dinliyoruz. "...verilebilir..." diye bir düzenleme olmaz. O zaman kanuna hangi koşullarda verilir diye tek tek sıralamanız gerekir. "Şu, şu, şu hâllerde verilir, şu hâllerde verilmez." dersiniz, kanun budur. "...verilebilir, yetki Bakanlar Kurulundadır." Böyle keyfî bir düzenleme bir gider kanunu olamaz. Bu birinci konu.

İkinci konu: Miktar belirlenmediği için ve düşünülemeyen yepyeni bir harcama kalemi olduğu için yeni bir harcama ihdas ediyorsunuz. "Özel sektör işletmelerine yasalarla getirilmiş yükümlülüklerden ötürü doğacak olan zararlarını karşılama..." Yani yasalar özel sektör işletmelerine zarar getirmek için mi, zarar yüklemek için mi yaratılmıştır ki? Burada bir terslik varsa, o zaman önce öbür yasaya bakacaksınız. Öbür yasaya bakmadan, orada hiçbir şeyi değiştirmeden oturup da böyle bir düzenleme yaparsanız, sonu açık, nereye gittiği belli olmayan, ne kadar ödeyeceğiniz belli olmayan bir yükümlülük altına girersiniz. Kaldı ki keyfîliğe bakın. Dolayısıyla, usul açısından böyle bir yasanın yapılması olanaksızdır. Yaparsanız bu, yasa olmaz, sonuç olarak da ilk fırsatta Anayasa Mahkemesinden döner gelir. Yapılanlarla ilgili, yapılmayanlarla ilgili dünya kadar sorun çıkar, hele "Yapılabilir." cümlesinin altı eğer doldurulmuyor ise böyle bir yasa kesin olarak olmaz zaten. O nedenle, usul açısından uygulanamayacak bir yasadır, boşuna zaman kaybedilmemesi gerekir. Zaten sakıncaları olan, üzerinde çok konuşulması gereken bir yasadır. Hiç değilse usul kısmında bu olayı durduralım da ondan sonraki olayları nasıl geliştireceğimize, ne yapacağımıza hep beraber karar verelim; söylenmeye çalışılan olay budur.

Sınırları belli olmayan bir yetki Bakanlar Kuruluna verilemez, hele "Verilebilir." gibi bir ifade kullanılamaz -daha önergeyle gelecek olduğu için şimdi öğrendim- hele bir de geçici bütçede daha önceden düşünülmemiş, ödeneği olmayan... Ödeneği olmayan çünkü bununla ilgili bir ödenek konmamış. Aktarmayı bu kaleme yapabilmeniz için burada özel sektör zararlarının, özel sektör kömür işletmelerinin zararlarının karşılanması diye bir şeyin olması lazım, yok. O nedenle, usul açısından yanlıştır, olmaz, yapılmaması gerekir. Takdir sizlerindir.