KOMİSYON KONUŞMASI

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Trabzon) - Sayın Başkan, Plan ve Bütçe Komisyonunun çok değerli üyeleri; öncelikle bu dönemin hem ülkemiz için hem Meclisimiz için hem demokrasimiz için hem de ülkemizin geleceği için hayırlı ve uğurlu olmasını temenni ederek sözlerime başlamak istiyorum. İnşallah 2015-2019 arasındaki bu Meclis, hem memleketimize hem milletimize hem de bizden yarınlara ait sorumluluk bekleyen aziz milletimize büyük hizmetler ortaya koyar.

Bildiğiniz üzere, her yıl asgari ücretle ilgili hem kamu hem işçi hem işveren bir araya gelip adının "Asgari Ücret Tespit Komisyonu" olarak değerlendirildiği bir komisyonda, genelde kanun iki yıla kadar cevaz vermesine rağmen, bir yıl içerisinde bu konunun, asgari ücretin belirlenmesi hususunu kamuoyunun da takibi üzerine gerçekleştirmektedirler.

Asgari ücret, yine bildiğiniz gibi, bir geçim ücreti değildir, aslında bir sosyal taban ücretidir ve o sosyal taban ücretinden değerlendirilen ve bütün tarafların da bunun üzerinden müzakere ettiği Asgari Ücret Tespit Komisyonu çalışması bu sene, daha doğrusu 2 Aralık 2015 tarihinde başladı. 1.300 liralık bir teklif üzerinden, aslen ilk toplantıda hemen hemen gerek işçi tarafımız gerek işveren tarafımız bu konuda ön görüşmelerde mutabakata vardı ama diğer bütün meseleler yaklaşık 4 toplantı olmak üzere devam etti ve 30 Aralık tarihinde hem işçiler, işçi sendikalarımız hem işveren sendikalarımız, yani çalışanlarımız, işverenlerimiz toplandığımız Asgari Ücret Tespit Komisyonunda, Çalışma Bakanlığımızda, uzunca müzakerelerden sonra, 1.300 liralık asgari ücretin belirlenmesi hususunda bir mutabakata varıldı. İşçilerimiz 1.300 lira konusuna katıldıklarını, aslında işverenlerimiz de -yazdıkları şerhte de öyle- katılmalarına rağmen bu konuda birkaç meseleden dolayı olumlu oy kullanamayacaklarını belirttiler. Netice itibarıyla, hem işçilerimizin hem işverenlerimizin ortak kanaatleriyle birlikte, 1.300 liralık asgari ücret -bizim de seçim öncesinde aziz milletimize vaadettiğimiz gibi- hem 3'lü diyaloğun ortak kanaatleriyle hem de milletimizin büyük bir kabulüyle birlikte gerçekleşti.

Tabii, çok doğal olarak, bin liradan 1.300 liraya çıkış hem üretim hem istihdam hem de büyüme konusunda özellikle işverenler tarafından ciddi bir şekilde, eğer 2016-2017-2018 ve 2019 bir büyüme yılı olacaksa ve burada Türkiye iyi bir adım atacaksa bu 300 liralık ani çıkışın bir şekilde karşılanması hususu taleplerini ortaya koydular. Bunu, gerçi, Asgari Ücret Tespit Komisyonu başlamadan önce Sayın Başbakanımızın, özellikle Hükûmet kurulmadan önce yapmış olduğu bir toplantıda bütün taraflar gerek rekabet gücümüz açısından gerek istihdam açısından bunun önemli olduğunu ve bu konuda Hükûmet tarafından bir yaklaşım olursa işletmelerimiz açısından da olumlu bir sonuç doğuracağını ortaya koydular ve değerlendirdiler. Şunu ifade etmek isterim ki: Bu konuda biz de işveren temsilcilerimizle, işçi temsilcilerimizle bu konunun realize edilmesi için, gerçekleştirilebilmesi için birçok toplantı yaptık. Bunu bütün Plan ve Bütçe Komisyonu üyelerimiz takip etmektedir.

AK PARTİ yaklaşık on üç yıldır bir ekonomik politika ortaya koymaktadır, bir de sosyal politika ortaya koymaktadır. Ama bu dengeyi ortaya koyarken ve gerçekleştirirken mali disiplinden bugüne kadar hiçbir şekilde ayrılmamıştır. Mali disiplini en önemli çıpası olarak değerlendirmiş ve bu konuda gerek Maastrich Kriterleri gerek kendi iç rasyolarımız konusunda çok disiplinli ve dünya tarafından da takdir edilen, bugün birçok rasyosu Avrupa'dan ve dünyanın birçok ülkesinden iyi noktaya gelmiş bir tabloyla Türkiye'yi karşı karşıya bırakmıştır.

Ancak elbette ki bu konuda yaklaşık yükün ne kadar olduğu karşılıklı, taraflarca konuşulmuş. İşveren temsilcileri de, biz de 30 milyar, yani eski parayla 30 katrilyonluk ortada beklenmeyen veya bu 1.300 liranın oluşmasıyla gelen bir maliyetin olduğunu söylemişler, bu maliyetin bir kısmının devlet tarafından karşılanması lazım geldiğini ifade etmişlerdir. Tabii, biz de gerek Maliye Bakanlığımız gerek ekonomi yöneticilerimizle oturduğumuz ve yaptığımız değerlendirmelerde biraz önce bahsettiğim ve bir paragraf olarak da sunduğum bu mali disiplinin ve önümüzdeki, buraya da gelecek olan bütçenin genel bütçe dengesini iyi bir şekilde değerlendirmeliydik. Burada o gün izah ettik. Yani Asgari Ücret Tespit Komisyonundaki biz önerimizi ortaya koyduk. Önerimiz şuydu: Yaklaşık 110 liralık bir destek, yani asgari ücret alanlara toplam 110 liralık bir destek. Kaç kişiyi bu sağlıyor idi? 8 milyon 770 bin kişilik bir toplamı. Yani asgari ücret ve asgari ücret çerçevesinde kendi çalışanına bir şekilde kendi ücretini takdim eden, iş yerlerini de kapsayan bir öneri ortaya koyduk. Bununla da kalmadık, dedik ki: "Aynı zamanda 2015'i baz alalım, 2016'da, 2015'de bu kritere girenlerin artı yüzde 10 asgari ücretlisinin içerisinde bir çalışanı varsa, yeni alacaksa, biz buna da bu imkânı sağlayalım." Yine başka bir şeyi daha ortaya koyduk, yeni iş yeri açanları da böyle bir anlayışla karşı karşıya bırakalım ve burada önemli bir sektör olan maden sektörünü de, yani özellikle hem kamuda hem de özel sektörde çalışan -ama özel sektör daha çok çünkü onların takdir edersiniz ki kanunu asgari ücretin belirlendiği kanunla aynı değil, ayrı bir madde açmak gerekir- onları da bundan istifade ettirelim. Hem yüzde 10'luk kotadan hem diğer, biraz önce söylediğim ve karşı karşıya kaldığımız o 110 liralık teşvikten. En nihayetinde -bütün bu tartışmalar yapılırken aslında biz bunu bir gece yarısı da Meclise getirdik ama 4 partinin uzlaşması lazım, o uzlaşma çıkmayınca da geri çekmek durumunda kaldık- Sayın Başbakanımızla gerek işçi sendikalarımız gerek işveren sendikalarımız temas oluşturdular, bizlerle temas oluşturdular, bakanlarımızla, milletvekillerimizle temas oluşturdular ve 115 liralık bir dilime kadar bunu çekebileceğimizi... Ama burada bir problem daha var, problem şu: Özellikle biz bu çerçeveyi çizerken küçük, orta boy işletmelerin bundan istifade etmelerini istiyor idik. Bir rakamı vermek istiyorum. Küçük, orta boy işletmeler içerisinde yüzde 72'si asgari ücretli çalıştırıyor. Yani biz onları da -bu Sanayi Bakanlığımızın bilgi sisteminin bir verisidir- muhafaza etmeliyiz ve burada bütün taraflarla yaptığımız değerlendirmeler ve görüşmeler sonucunda bir şey daha ortaya çıktı ki asgari ücret alıp yaklaşık 4 ikramiye alanlar buradan istifade edemiyorlar. Takdir edersiniz ki bunların önemli bir bölümü de örgütlü. Yani sendikal hakların içerisinde olanlar ve karşılıklı müzakereler sonucunda dün Komisyon üyelerimiz de bilsin ki dün 3'lü danışmamız vardı. Yani gerek işveren sendikalarımızın ve işçi sendikalarımızın gerek onun öncesinde -onun konusu başka idi- gerekse onun sonrasında bir değerlendirme daha yapıldı ve ortaklaşa, bugün öğlene kadar bu değerlendirmeler sunuldu. E, bugün Sayın Başbakanımıza tekrar bunu arz ettik ve hep birlikte, Sayın Başbakanımızın da talimatlarıyla birlikte, bu daha önce Meclis Grubumuzda Sayın Başbakanımız tarafından "115 lira" olarak ifade edilen ve bize toplam 10,5 milyara mal olan, yani bütçemize 10,5 milyara mal olan bu desteği başka bir noktaya taşıdık. Kendisine tensipleriyle birlikte 2 asgari ücret yani 2015 yılında bir asgari ücretin toplam miktarı brüt olarak 1.273,5 liradır. 2 brüt asgari ücreti kapsayacak 2.550 liraya kadar 2015'te ücret alan herkesi bu kapsama dâhil ettik, maliyetimizde bir değişme olmadı yani 10,5 milyardı ama artı, bir de yüzde 10 bir kullanım kapasitesi daha olacaktı. İşçi ve işverenlerimiz bu kullanım kapasitesinin de olmaması lazım geldiğini kabul edeceklerini, eğer böyle bir yaklaşım olursa daha adilane olacağını, en üst kesimin zaten bundan daha oran olarak az etkileneceğini, bunun hem kayıt dışını azaltacağını hem istihdama bir olumsuz etkide bulunmayacağını ortaya koyarak böyle bir değerlendirme ortaya koydular.

Şimdi, şunu söylemek isterim: Yaklaşık 13 milyon 761 bin sigortalımız var. Bunun 12 milyon 880 bini özel sektörde ve bu kişilerin yaklaşık yüzde 80'nini kapsayan 10 milyon 996 bin 757 kişi yani 11 milyon kişi bu destekten istifade ediyor. Yani, iş yerlerimiz istifade ediyor, 11 milyon kişi çalıştıran iş yerlerimiz. En üst kesim değil, daha ziyade küçük, orta boy işletmeler, mantığımız da onun üzerine kurguluydu zaten. Ve bizim toplam maliyetimizi de 10,5 olarak hesap etmiştik. Toplam maliyetimiz de 11 milyar 437 milyon olarak belirleniyor. Takdir edersiniz biraz önce bu bilgiyi ayrıntılı olarak sizlere sundum. Bu 11 milyar 437 milyon, 10,5'tan oraya çıktı ama o yüzde 10'luk kapasite artık olmayacak. Yani, çok doğal olarak mevcut bütçe içerisinde, hazırladığımız bütçe içerisinde herhangi bir değişikliğe gitmeden burada yaklaşık 10 milyon 996 bin 757 kişinin çalıştığı iş yerlerine toplam 100 liralık yani bir destekle birlikte asgari ücretin meydana getirdiği artıştan etkilenen işletmelerin gerek istihdam gerek kayıt dışı gerekse büyüme konusunda daha rahat hareket etmelerini teminen böyle bir desteği ortaya koymaya çalıştık. Burada ayrıca, yine bu Yasa'da yeni açılan işletmelere bu 100 liralık destek vardır, burada herhangi bir sınır yoktur. Burada da şunu gözettik: Yani, burada bir sınır koyarsak koyacağımız sınırın bunun ortalama olarak ne kadar olabileceğini de gördük yani her yılın kendi adına rakamlarını aldık ve burada bir ortalama çıkardık. "Eğer bunu koyarsak, bunu bu 2.550 sınırında basarız yani oraya getiririz ve orada bir şekilde bir bant içerisine çekeriz ve bu da bir kayıt dışılığa sebebiyet verir." diye bir düşünce içerisinde olduk, orayı da açtık yani yeni açılan işletmeleri. Ama, buna karşı bir tedbir de oluşturduk yani eğer burada bir muvazaa meydana getirirlerse bu imkânların tamamından faydalanamazlar diye. Yine, yeni açılan işletmelerle ilgili yine bir kriter daha koyduk. Özellikle, ödemeleri konusundaki hassasiyetin bu avantajdan istifade etmek için önemli bir kriter olduğunu da koyduk. Bir taraftan, Sosyal Güvenlik Kurumunun kendi genel bütçe dengesi üzerinden bir değerlendirmeyi sağladık. Diğer taraftan da oradaki işletmelerimizin hem ödemelerine ve taahhüt ettiklerine sadık kaldıkça bu istifadeden... Bunu sadece şunun için söylüyorum: Yeni açılan işletmeler için söylüyorum yani 2016'da yeni tescil edilen işletmeler için söylüyorum; fayda sağlayabilmelerini ortaya koyduk.

Peki, madende ne yaptık? Madende yaptığımız, takdir edersiniz ki 2014, 2015... Arkadaşlarımıza, onlara da hepinizin huzurunda teşekkür ediyorum çünkü bu konuda ciddi bir çalışma ortaya koydular, TKİ Genel Müdürlüğüyle de rakamlar üzerinde çalıştılar. Özellikle, son dönemdeki birtakım maliyet yükselmelerinden dolayı madende bir istihdam azalması oldu. Biz bu destekleri sağlayarak istihdamın artabileceği konusunda bir şeyimiz de oluştu. Onların 2016 yılı için her bir asgari ücret adına 100 liradan yararlanma kapasitesini 2015'teki asgari çalışanların sayısının yüzde 50'sine çıkardık. Yani, 1,5 kat daha ortaya koyabilirlerse, çalıştırabilirlerse bu 100 liradan istifade etsinler diye. Takdir edersiniz ki gerek enerji politikalarımızın gerek madenlerimizin bu konudaki bir desteğe, böyle bir teşvike de ihtiyacı olduğu da apaçık ortadadır. Şimdilik bizim bu konuda söyleyebileceğimiz ve Plan ve Bütçe Komisyonumuzu bilgilendirebileceğimiz bu teklif üzerindeki değerlendirmeler bunlardır.

Tekrar sabrınız için teşekkür ediyoruz.