KOMİSYON KONUŞMASI

NURETTİN DEMİR (Muğla) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Bakan, sanıyorum, Londra'da British Müzesine gitmişsinizdir galiba. Girer girmez Knidos Aslanı sizi karşılar, muhteşem bir şey. Tabii, içiniz erir, acır çünkü çalınmıştır. Nasıl çaldıklarını, nasıl götürdüklerini de orada yazıyor zaten detaylı. Bir kat çıkarsınız, yine Fethiye'nin Ksantos bölgesinin bütün bir katı o çalınma şeyleriyle orada görürsünüz ve üzülürsünüz.

Tabii ki on üç yıl geçmiş bir iktidarlığınızda eserlerimize hâlâ sahip çıkamıyoruz Sayın Bakan. Devlet ve Heykel Müzesinde 302 eserden bilinen -ve 60 tanesi mi ne kurtarıldı galiba- şimdiye kadar ne kadar eser sizde çalındı, yani bunun sayısını verebilir misiniz? Bu, resim olabilir, heykel olabilir veya diğerleri olabilir, diğer şeyler olabilir. Ben şunu sormak istiyorum: Siz ciddi bir bilimsel yani uluslararası düzeyde bir envanter çıkarıyor musunuz? Var mı böyle bir şeyiniz? Yani ben gerçekten merak ediyorum. Kültür Bakanlığının özellikle arkeolojiden tutun resme kadar bir envanter çalışması var mı? Bunu çok hissedemiyorum yani göremiyorum.

Kazılarla ilgili, özellikle iki yaz kazılara katılmış, Pedasa'ya katılmış birisi olarak gerçekten kazıları Türkiye'de yeniden düzenlenmesi, yeniden desteklenmesi gereken bir işlem olarak görüyorum. Çünkü bazı yerlerde, gidiyorum, Osmaniye'de, gittim geçen yaz, hiç kimse yok, orada bir kişi var. Bu sene ödenek vermedikleri için o kazılar devam etmiyor. Orada bir çoban var, işte oradan tutmuşlar; köyde o korumaya çalışıyor o bölgeyi. Yani şunu demek istiyorum: Kazılar, eğer başlamış bir kazı varsa onu sonuna kadar götürmek lazım. Yani eserlerimiz, o değerler ya ortaya çıkarılsın sağlıklı bir şekilde ya da bırakalım toprak, altında dursun; bu çok önemli diye düşünüyorum.

Muğla, Antik Karya'dan Likya'ya, İyonya'dan Osmanlıya, birçok medeniyete ev sahipliği yapmış, 1.476 kilometre kıyısı olan, mavi bayraklı birçok limanı olan, Türkiye ve dünya çapında büyük bir turizm potansiyeline sahiptir. Eğer biz Muğla'nın 3 T'sinin yani tarih, turizm, tarımın sadece turizm potansiyelini kullanırsak yıllık 100 milyar dolar gelir getirebilecek potansiyele sahip. Yani doğasıyla, her şeyiyle, ören yerleriyle Ama görüyoruz ki ben geçenlerde Sarıgerme'ye gittim, bütün güneyden, Kaş'tan, Bodrum'a kadar bütün oteller kapatılmış. Dalaman Havaalanı'na 40 tane uçak gelecekmiş bütün kış. Dolayısıyla özellikle alternatif turizmi yaratmadığımız sürece, spor sahalarını, sağlık turizmini, özellikle spor sahaları açılmazsa...

Ortaca, Dalaman, Köyceğiz'deki nem oranı Antalya'dan yüzde 50 az, Datça ona keza. Muğla'nın Yerkesik ve Yılanlı bölgesi şu anda alternatif turizmi bizim özellikle orada geliştirmemiz gerekiyor Sayın Bakan. Muğla'ya biraz ilgi göstermenizi rica ediyoruz. Cumhurbaşkanıyla geldiğinizde sizden sık sık gelmenizi talep etmiştim ama sanıyorum zamanınız olmadı çok gelemiyorsunuz.

Muğla ilimizin yine çok önemli bir ilçesi olan Milas'ın Beşparmak Dağları (Latmos) var; çok değerli kaya mezarları var Sayın Bakan. Dünyada örneğine az rastlanan tarihî ve kültürel bir değerdir ve aynı zamanda da bir doğa harikasıdır. İçerisinde yer alan figürleri ve resimleriyle de dünyada bir ilki oluşturmaktadır ama koruyamıyoruz. Yüzlerce demeyeyim ama en azından 50-60 tane orada çimento için taş ocakları buraları darmaduman ediyor, köstebek yuvasına çevirdi. Lütfen oraya sahip çıkalım.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

NURETTİN DEMİR (Muğla) - Kaya köyü, biliyorsunuz "Bir barış köyü olacak." diye yıllardır söylenir, sizin iktidarınız döneminde de on üç yıldan beri söyleniyor.

Şimdi, öğrendiğimiz ve duyduğumuz kadarıyla, Kaya köyün içerisine 300 yataklı bir otel yapılacağı söyleniyor; lütfen yapmayın. Bu eğer yapılacaksa, sadece orada bir... Oranın düzeltilmesi için yapılacaksa başka bir yerden verilsin, o işletmeciye oranın işletmesi verilsin. Bu değeri yok etmeyelim.

Yine Muğla'mıza 3 milyonun üzerinde turist geliyor ve bugün İstanbul, Antalya'dan sonra üçüncü sırada bir bölgemiz ama maalesef bir müzemiz yok Sayın Bakan. Bu, gerçekten o bölge için çok yani utanılacak demeyeyim ama bizler için, hepimiz için bir ayıp.

Şanlıurfa'dan da bir iki şey söylemek istiyorum: Şanlıurfa'da, özellikle höyüklerin bulunduğu daha önce bunu sormuştuk size ve Sayın Sarı'nın dediği gibi, sorulara cevap alamıyoruz köylülerin tapulu tarım arazileri 2008 yılında üzerinde tarihi eser olduğu gerekçesiyle sit alanı ilan edilmişti. Şanlıurfa kent merkezine bağlı eski Nakiphan Höyüğü, Harran'ın 18 kilometre kuzeyinde yer alan 200 nüfuslu bir köy. Şimdi 2008'de burası sit alanı ilan edilmiş ve köylülerin elinden toprakları alınmış.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Demir, toparlayın lütfen, ikinci kez uzatıyorum.

NURETTİN DEMİR (Muğla) - Ancak bugüne kadar dört sene geçmiş ve o köylülere herhangi bir ödeme yapılmamış. Tabii bu, Türkiye'nin birçok yerinde var. Yani Bodrum'da da var, ne bileyim Malatya'da da var, başka yerlerde de var. Bu insanların mağduriyetinin önlenmesi lazım hem insanlarımıza sahip çıkacağız hem de o tarihi yerlere sahip çıkacağız. Bu konuda ne yapmayı düşünüyorsunuz?

Son söyleyeceğim şey, bu arkeologlar konusunda benim bir önerim var: Gerçekten sahne eğitimi gören, sahne sanatı eğitimi gören tiyatrocular, arkeologlar ve kütüphaneciler çok zor durumdalar. Her gittiğiniz yerde belediyelere "Bir arkeoloğunuz var mı?" diye sorun, siz Bakansınız ve bir arkeolog istihdam etsinler. Hiç olmazsa oraları, o ören yerlerini çobanlar korumaz; öyle değil mi? Yani hiç olmazsa bilen insanlar sahip çıksın o bölgelere.

Teşekkür ediyorum, sağ olun.