KOMİSYON KONUŞMASI

ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) - Tarih hepimizi yazacak. Ne sizler ne de bizler ülkemizin yararına olmayan hiçbir işin arkasında olmayız. Siz, tabii ki, uyarılarınızı yapıyorsunuz. Bu eleştirileriniz, uyarılarınız, değerlendirmelerimiz muhakkak bizim çalışmalarımıza da katkı sağlar. Bunu her zaman önemsedim, şimdi de önemsiyorum.

Biz ülkenin yararına, gelecek nesillerin yararına katkı sağlamayacak hiçbir projenin arkasında olmayız. Yaptığımız ve yapmayı da planladığımız projelerin de her türlü açıklamasını, savunmasını da sonuna kadar yaparız. Eğer bir yerde ciddi bir yanlış yapıyorsak onu da düzeltmesini biliriz ve böylesine de bir bakış açımız var. Bu konuda hiçbir endişeniz olmasın.

MUSA ÇAM (İzmir) - Bütün meralar gidiyor Sayın Bakan.

ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) - Bakın, şimdi, şöyle: Mera gitmezse tarım arazisi gidiyor. Yani bir şey gidiyor. Ama en az kayıp nerdeyse biz oraya bakıyoruz.

Şimdi, orada mera vasfı kalmamış zaten.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Ondan sonra da et fiyatları yükseliyor, hayvancılık bitiyor, ne yapacağız?

ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) - Arkadaşlar, böyle bir tablo ortaya koyuyorsanız... Ki hiçbir şey yapmayalım, hiçbir şey yapmazsanız hiç kimse rahatsız olmaz. Ama ülkenin ihtiyacı var.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - İncelemek lazım Sayın Bakan.

ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) - Gayet, tabii, onun da yöntemi belli. Bu Kanal İstanbul Projesi'yle ilgili tamamlanmış bir süreç yok, çalışmalar devam ediyor, imar çalışmaları devam ediyor, üniversiteler burada çok değerli görüşler ortaya koydu. "Sedimantasyon" dendi, "tuzlanma" dendi, "sülfür etkisi" dendi. Bütün bunları üniversiteler inceliyor. Bu incelemeler, çalışmalar ortaya çıkmadan, peşinen "Ya, bu proje olmaz." demek doğru bir yaklaşım değil.

Biz çalışmalarımızı tamamlayalım, ondan sonra zaten bunun ÇED raporu olacak, çeşitli burada görüşlerini ortaya koyanlar olacak, yapılan her kademede belediyeler, Çevre Şehircilik Bakanlığı, ilgili paydaşlar projeyle ilgili endişelerini, görüşlerini, katkılarını ortaya koyuyorlar. Bundan doğal da bir şey yok. Böylesine büyük bir projenin mutlaka emine boyuna konuşulması lazım. Zaten de konuşuluyor, 2011'den beri projeyi konuşuyoruz. Ve bu çalışmaları bir noktaya getirdikten sonra da, inşallah, böyle bir imkân olur -bugünkü bu görüşmeler, ne yazık ki, bu proje üzerine odaklandı- bu projeyi daha geniş kapsamlı konuşma fırsatı buluruz. Biz de kendi düşüncelerimizi, yaptıklarımızı daha kapsamlı anlatma imkânı buluruz.

Ben, tekrar, bütün arkadaşlarımızın yaptığı değerlendirmeler, katkılar için teşekkür ediyorum. Yalnız, tabii, bazı arkadaşlarımızın gerek 3'üncü havalimanı gerekse bizim yapmakta olduğumuz projeler için ortaya koydukları bazı iddialar ve değerlendirmelerine katılmıyoruz. Bunun hepsinin neyin ne olduğu doğrusu elimizde mevcuttur. Bunları da gerektiği şekilde gerektiği zamanda da ortaya koyarız. Bunun da bilinmesini istiyoruz.

Türkiye bir hukuk devleti. Arkadaşımız anlattı, işte Danıştay, otoyolların DOP kapsamında olmadığını söyledi. Doğru bir şey. Neden Danıştay öyle bir karar verdi? Çünkü DOP'u ilgilendiren İmar Kanunu'nda otoyol açıkça yazılmadığı için. Bizim amacımız da bir hukuki sorunla karşılaşmamak için şimdi DOP kapsamına "su yolu" ifadesini koymaktan ibarettir. Bu da hukukun gereğini yerine getirme anlamı taşıyor.

Teşekkür ediyorum.