FATMA BENLİ (İstanbul) - Ben de sunumuzun için çok teşekkür ediyorum Hocam.

Tedbir kararlarından bahsettiniz, "Bu tedbir kararları etkin hâle getirilmeli." dediniz. Onları biraz daha açarsanız sevinirim.

İkinci olarak, suça sürüklenen çocukların ya da madde bağımlılığı olan çocukların bulunduğu yerler, malum, Aile Bakanlığı içerisinde özel yerler. Onların 15 kişiyle sınırlı olması gerektiğini ifade ettiniz ama ben, mesela İstanbul Eyüp'te böyle bir yeri ziyaret etmiştim. Mekân olarak çok büyük ve çocukların değişik aktivite yapmalarına imkân sağlanıyor. Buna rağmen çok ciddi derecede zorluk çekiyorlar.

Peki, bu tarz yerlerde kalan kişi sayısını düşürüp, mesela 15'e düşürüp, etkin, alanında uzman insanlarla çalışması sağlanıp, daha çok şehir merkezlerinde olması hâlinde mi katkı sağlarız, diğerinde mi? Çünkü, burada, dışarıda olmasına rağmen çocuklar çok rahatlıkla sürekli kaçıyorlardı ve geri geldiklerinde genelde hamile oluyorlardı. Yani bu tarz bir olumsuzluk var. O noktada, daha çok merkezî yerlerde olmasını mı önerirsiniz yoksa biraz daha dışarıda olmasını mı?

Son olarak da bu ruhsal delilin delil olarak kullanılması, biraz hukukçu olarak, ceza hukukunun yapısından kaynaklanıyor. Sonuçta, verilecek ceza çok ağır, on seneye, yirmi seneye kadar verilen cezalar var ve biliyorsunuz, ceza hukukunda da işte, ispatlanana kadar masumiyet ilkesi var. Hatta, "şüpheden sanık yararlanır" ilkesi olduğu için, kesinlikle ispatlayamazsanız hâkim olarak beraat vermeniz lazım.

Şimdi, ispat yükümlülüğünün yer değiştirmesi bazı yerlerde var; İş Kanunu'nda var, ayrımcılıkta var, şiddetle mücadelede var. Ki biz onu yasa maddesine koyduğunuz zaman bile ciddi anlamda sıkıntı var. Şimdi, eşitlikte var ama ceza hukukunda yani bu ispat ilkesinin geri çevrilmesi çok kolay değil. O yüzden, bize, bu ruhsal delilin de hâkimlerin dikkate alacağı delil olma hususunu biraz daha somut, biraz daha yasa maddesi hâline getirir, ete kemiğe büründürür bir şekliyle önerebilirseniz, bizim Komisyon raporunda yer aldığının dikkate alınması daha kolay olur. Yoksa, genellemede bulunduğumuz zaman, ceza hukukuna bu kadar yani bir kişinin özgürlüğünden yoksun olduğu bir alana genel bir hüküm konması, başka sakıncalara sebebiyet vereceğinden mümkün olamayacaktır.

Teşekkür ederim tekrar, katkılarınız için.