| Komisyon Adı | : | (10 / 123, 124, 125, 126) Esas Numaralı Meclis Araştırması Komisyonu |
| Konu | : | Özel Eğitim ve Rehberlik Genel Müdürlüğü Rehberlik Hizmetleri Daire Başkanı Veysel Öztürk'ün, her yönüyle çocuk istismarları, sebep ve sonuçları ile bu konuda yapılan çalışmalar hakkında sunumu |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 1 |
| Tarih | : | 01 .06.2016 |
MUSTAFA HÜSNÜ BOZKURT (Konya) - Teşekkür ederim Başkanım.
Sunumunuz için teşekkür ediyorum. Tabii, "Son yıllarda çocuk istismarına dönük olaylar arttı mı, artmadı mı, elimizde bir veri yok." demeniz dikkatimi çekti. Artmıştır diye bizim de elimizde bir veri yok ama özellikle bu Komisyon kurulduktan bu yana sadece benim arkadaşlarımın yaptığı çalışmada 68 ayrı vaka tespit ettik biz, bu da basına yansıyan, adliyeye intikal eden olaylar. Aynı Deniz Hanımefendinin Aydın ili için söylediği gibi ben de Konya için söyleyebilirim. Konya Ereğli'de Cumhuriyet Anadolu Lisesinde lise müdürünün iki kız öğrenciyi taciz ettiği olay. Bundan iki ay önce, rehber öğretmenler tarafından İlçe Eğitim Müdürüne bildirilmesine ve bu konuda İl Millî Eğitim Müdürünce müfettiş görevlendirilmesine ve olayın, ailelerin şikâyeti üzerine savcılığa intikal ettirilmesine rağmen çok ciddi, ailelere, çocuklara baskı yapıldığını ve İl Millî Eğitim Müdürü tarafından olayın -örtbas edilmeye demeyelim ama- geçiştirilmeye çalışıldığını biliyoruz.
Aynı şey Karaman'da. Bakın, siz "Gittik Karaman'a." dediniz ben not aldım buraya. İşte çalışmalar yaptık, slaytlarla da gösterdiniz, rehber öğretmenlerle konuştuk. İşte İlçe Millî Eğitim Müdürüyle konuştuk. Sayın Müdürüm, biz Karaman'a heyet olarak gittik, Sayın Valiyle konuştuk. Vali "Ne o evden ne o yurttan haberim yok." dedi. Millî Eğitim Müdürü gözümüzün içine baka baka, bu öğretmenin çalıştığı Ensar Vakfına ait evden haberinin olmadığını söyledi. On gün sonra, gazetelerde hem Valinin hem Millî Eğitim Müdürünün, adı geçen evde bu çocuklarla ve adı geçen öğretmenle fotoğrafları çıktı. Yani şimdi burada söylemek istediğim şey şu, sizinle bağlantılı değil ama Millî Eğitim Bakanlığının, çalıştırdığı bu öğretmenin... 54 yaşına gelmiş bir adam, 10 tane çocuğu istismar etmiş, olay üzerine gidip araştırma yapıyorsunuz... Şimdi, biz -tabii burada sabahleyin de konu oldu- Sayın Başkanım, sizden bilgi almaya çalışıyoruz ama herhâlde Millî Eğitim Bakanlığının, herhâlde Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının burada daha yetkili düzeyde dinlenmesi gerekiyor Sayın Başkanım. Türkiye'de kaç tane böyle ev var, eğitim dışı? Şimdi, sabahtan beri söylüyoruz, sevgili Hocam, Hanımefendi, psikolojik danışmanlıktan, çocuklarla ilgili çalışmalardan bahsetti, siz bahsettiniz rehber öğretmenlerden, 32.559 rehber öğretmen falan. Tamam, peki ama 10 tane çocuğu üç sene boyunca bir sapığın eline bırakmış bu ülkenin Bakanlığı, bırakmış resmen. Adam üç sene boyunca almış çocukları arabaya koymuş, evine, köyüne götürmüş, Ereğli'de ev tutmuş bu çocuklara, kimsenin haberi yok. Yani size söylemiyorum, Valinin haberi yok, İlçe Millî Eğitim Müdürü neredeyse "Böyle bir öğretmeni tanımıyorum." bile diyecek. Hâlbuki öğretmeni altı ay geçici görevle göndermiş.
Şimdi, burada Sayın Müdürüm, şunu istirham ediyorum: Türkiye genelinde kaç tane böyle denetimsiz ev ve yurt var? Bunu bize belirtin yani bu Komisyonun kurulmasından böyle bir yarar elde edelim hiç değilse ve bundan sonra Türkiye'nin herhangi bir yerinde... Bakın, sayı olarak veriyorum, 68 olayda 10'un üzerinde erkek çocuk istismarı söz konusu. 10 derken, 10 ayrı olayda, işte Karaman'da, şurada, burada. Yani sabahleyin "Kız çocuk olmak bu ülkede başlı başına bir taciz nedeni." dedi; hayır, çocuk olmak başlı başına bir taciz nedeni.
Şimdi, dolayısıyla, sizden istirham ediyorum, daha yetkili birimlere mi söylersiniz, bize lütfen Türkiye genelinde, mesela bizim tespitlerimiz var, 10 binin üzerinde diye biliyoruz ama bu bizim tespitimiz. Yasal, sizinki gibi güvenilir bir tespit olmayabilir, o rezervi koyuyorum. Tekrar söylüyorum, burada derdimiz şu vakıf, bu dernek asla değil, katiyen değil, samimi söylüyorum değil. Her ne kadar ülkemizde, bazı yöneticilerimizin dertleri bu dernekler, vakıflar olsa da bizim derdimiz o değil yani bizim derdimiz çocuklar. Bu Komisyondan böyle bir yarar çıkmalı. Bu çocuklar, denetimsiz, ne olduğu belli olmayan, yurt adı verilen... Bakın, Karaman'da Sayın Müdürüm ailelerle biz görüşmedik ama ben 36 yıldır Konya'dayım. Konya'da benim yönetici olduğum hastanede çocuğu muayeneye getirirlerdi, "Nereden geliyorsun?" "Ensardan geliyorum." Kardeşim, bu yani o kadar rutine binmiş ki. Ama soruyorsun, öyle bir yurt yok, öyle bir ev yok. Dolayısıyla, sizin Millî Eğitim Bakanlığı olarak denetleyebileceğiniz bir birim yok ortada. Yani bunu önemle istirham ediyorum, Bakanlık olarak bize lütfen, Türkiye genelinde kaç tane böyle denetimsiz ev vardır, kaç tane denetimsiz yurt vardır? Evet, hak veriyorum size de, böyle bir yasal yanı olmadığı için denetleyemeyebilirsiniz ama sağır sultan biliyor. Yani herkes biliyor bu evleri, bu yurtları. Dolayısıyla, herkesin bildiği bir şey gizli değildir herhâlde. Bizim de bilmemizde bir sakınca yoktur diye düşünüyorum, bir.
İkincisi, daha önemlisi belki şu: İl millî eğitim müdürleriniz, ilçe millî eğitim müdürleriniz lütfen bu tür olayları örtbas etmesinler Sayın Müdürüm yani bu olacak, kabul edilebilir bir şey değil. Yani çocuğu mu koruyor, öğretmeni mi koruyor, okulu mu koruyor? Yani ben bütün içtenliğimle söylüyorum, ömrü yöneticilikle geçmiş bir adamım, benim hastanemde eğer bir hastabakıcı veya bir doktor veya bir başka kişi, bir hastayı taciz etmişse asla ben böyle bir şeyi örtbas etmek değil tam tersi adamı kulağından tutup kapının önüne koyup sonra da yargıya teslim etmekle görevli olduğumu düşünürüm. Yani bunun dışında bir şey nasıl olabilir? Çünkü bu o adamı orada muhafaza ederseniz yarın bir gün başka bir hastayı taciz edecektir. Bu adamı da siz muhafaza ederseniz yarın bir gün başka bir çocuğa tecavüz edecektir. Karaman'da o duruşmada, o çocukların ifadelerini dinledik, dinledik yani. Gecenin 2'sinde yatağından kaldırılıp, götürülüp tecavüz edilip ondan sonra da kanlı çarşafı sabahleyin temizlikçi görmesin diye yıkatılan bir vahşetle karşı karşıyayız. Bunu "Ay orası zedelenmesin, vay bunun üzerinden şu vakfa laf gelmesin." Hayır, hayır, gelmesin tabii, kimseye bir laf gelmesin ama en önce çocuğa bir şey olmasın ya. Ciddi söylüyorum, üç sene boyunca aynı il millî eğitim müdürü orada görevli ve böyle bir şeyden haberim yok diyor. Haberi yoksa felaket, var da göz yumduysa daha büyük felaket.
Teşekkür ediyorum ama lütfen bu konuda Bakanlık olarak daha ciddi olmanızı istirham ediyorum.