| Komisyon Adı | : | ADALET KOMİSYONU |
| Konu | : | Bilirkişilik Kanunu Tasarısı (1/687) (Alt Komisyon metni) |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 1 |
| Tarih | : | 01 .06.2016 |
NECATİ YILMAZ (Ankara) - Sayın Başkan, Sayın Bakan, sayın üyeler, sevgili konuklar; aslında tasarının genel gerekçesinde art arda sıralanmış sorunların hepsine birlikte katıldığımızı düşünüyorum çünkü bunların gerçekten de uygulama içerisinde yaşanan sorunlardan derlenmiş konu başlıkları olduğunu görüyoruz, burada hemfikir olduğumuz kanaatindeyim. Yine üzerinde konuştuğumuz alanın delil sistemleri içerisinde tanık, belge, yemin, keşif yanı sıra belki bunların tümünü anlamlı hâle getiren ve tümünü birlikte değerlendiren bir faaliyet alanını, bilirkişilik alanını düzenlemekle meşgulüz. Bu anlamıyla da gerçekten de tüm sistemleri de anlamlı hâle getirecek bir çalışmanın içerisindeyiz. En büyük zorluğun burada yaşandığını tüm konuşmacılar altını çizdiler.
Ben burada konunun geneli üzerinde konuşurken şunları söylemek isterim, beni endişelendiren temel mesele şudur: Sadece bu yasada değil son zamanlarda Meclisin gündemine getirilen yasaların tamamına hâkim olan özellikle İnsan Hakları Kurumu Kanunu'nda, Kişisel Verilerin Korunması Kanunu'nda olduğu gibi bütün bu özerk olması gereken, bağımsız olması gereken, tarafsız olması gereken kurulların hepsinin hemen hemen hükûmete, idareye, onun da üzerinde bir tek güce bağlanma ve onun iradesi doğrultusunda yönetilme isteğinin ortaya çıkmış olması beni endişelendirmekte. Burada da benzer temaları izliyorum. Özellikle iktidar adına konuşan, grup adına konuşan hatiplerin siyasi kavramlarla burada hukuki meseleyi değerlendirmesi de beni şaşırtmıyor. Özellikle statüko kavramına, oligarşi kavramına, bu işi siyasal kavramları hukuki alana taşımalarını da dikkatle izliyorum. Gerçekten bunlar sorunlu söylemler. Dönüp baktığımızda gerçekten de parti devletine dönüşen yönetim anlayışımız, partili yani tarafsız olmayan Cumhurbaşkanının, süreç içerisinde önce Hükûmetin, giderek Parlamentonun, giderek Bakanlık üzerinde adaletin ve yargının üzerinde etkili olmaya başlaması bir bakıma belki derlenme toplanma anlamında bir çaba olarak gösteriliyorsa da bu güç değerlerin toplanması değerlerin, ölçülerin, ilkelerin ve yaşanmış birikimlerin de çürütülmesi gibi, çözülmesi gibi bir sonucu ortaya çıkarır.
Ben bu temel kaygının sürekli akılda tutulması gerektiği kanaatindeyim. Tabii ki mükemmeliyetçi bir yaklaşım içerisinde olmayacağız Ramazan hocamın söylediği gibi. Önümüze işleri koyarak birlikte çözmeye çalışacağız ancak sorun çözerken de bir çözülmeye de sebebiyet vermeden bu maddeleri tek tek ele almamız gerektiği kanaatindeyim.
Teşekkür ederim.