| Komisyon Adı | : | MİLLİ EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU |
| Konu | : | Maarif Vakfı Kanunu Tasarısı (1/720) |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 1 |
| Tarih | : | 01 .06.2016 |
İSMET UÇMA (İstanbul) - Teşekkür ederim.
Sayın Bakanım, Sayın Başkanım, sevgili arkadaşlar; ben de çok az öz ifade etmeye çalışacağım.
Sayın Bakanımızın yeni Bakanlığına ilişkin espri yapan arkadaşları da çok anlayışla karşılıyorum ama iki tür âlim vardır, Yusuf Hocam ve diğer hocalarım çok iyi bilirler, biri mütebahhir, tek alanda ihtisas sahibi olan, birisi ansiklopedist âlimdir. Ansiklopedist âlim, hayatın her alanına dair birikimi olan, bilgisi olan insan demektir. Ben Bakanımızı bu kategoride mütalaa ediyorum ve inşallah önümüzdeki süreçte çok güzel işler yapacağımızı, hep birlikte çok güzel işler yapacağımızı düşünüyorum. Arkadaşlarımızın da Sevgili Bakanımıza bir espri mahiyetinde bunları ifade etmiş olduklarını düşünüyorum.
Sevgili arkadaşlar, şimdi, dünyanın ünlü düşünürleri, eğitim konusuna kafa yormuş ünlü düşünürleri, Doğu ve Batı'daki temel kriteri şöyle koyuyorlar, diyorlar ki: "Doğu ne düşüneceğini öğretiyor, Batı nasıl düşüneceğini öğretiyor." Arkadaşlar, basit kurulmuş bir kıyas ama bu herhâlde Doğu Batı arasındaki farkı gösterdiği kadar Doğu Batı kadar birbirinden uzak iki olgu. İnşallah hep birlikte biz de artık on dört yıldır gayretimizde bu nasıl öğreteceğimiz üzerinde hocalarımızla birlikte zihin yormuş olacağız.
Hiçbir şey türedi değil sevgili arkadaşlar, daha önce millî eğitim alanında içte ve dışta çok mütebahhir, büyük işlerimiz vardı, onları gerilettiysek sizden özür dileriz, bunu geri alırız ama yok hayır, daha mükemmele gitmek için bu gayretler varsa -ki öyle, bunda hiç kuşku yok- efendim, bunu takdirle karşılarız ama taş üstüne taş koymaya hep devam edelim hep birlikte diyorum.
Efendim, tabii, Baydar Hoca doğru söylüyor, israf haramdır. Biz de zaten bu israfları önlemek için gayret ediyoruz Sevgili Baydar.
METİN LÜTFİ BAYDAR (Aydın) - Bir vakıf varken ikinci bir vakıf...
İSMET UÇMA (İstanbul) - Diğerlerine girmeyeceğim ama şununla bitirmek istiyorum: Sevgili arkadaşlarım, alt komisyon olur, üst komisyon olur, teknik olarak şu olur, bu olur, Gaye Hocamın dediği gibi... Zühal Hocam, size bugün bir şey söylemeyeceğim, çok takdir ettiğim bir Hocamsınız çünkü.
ZÜHAL TOPCU (Ankara) - Söyleyebilirsiniz.
İSMET UÇMA (İstanbul) - Arkadaşlar, dünyada artık iki tür ülke var: Bir tanesi, kendi sınırlarına çekilmiş, mevzi, kendi iç dinamikleriyle meşgul olan, enerjisini kendi iç dinamiklerine müspet ya da menfi kullanan, değerlendiren, dünyaya kapalı, sahiden de dünyadaki gelişmelerle entegre olamamış ülke tipi. Bir başkası, özgürlük, kardeşlik, bilgi, teknoloji, iletişim temelinde bütün dünyayla entegre olmuş ülkeler.
Şimdi, sahiden bizim ülkemizin öncesinde biraz ilk saydığım kategoride kalma alışkanlığı ve özelliği olabilir. Sizi temin ederim ki, bu vakfın tek amaç ve gayesi şudur: Ülkemizi dünyadaki diğer paydaş ülkelerle entegre etmektir. Özgürlük temelinde, bilimsel temelde birlikte entegre edip ülkemizi dünya ülkesi hâline getirmektir. Bunun basit bir örneği şudur: Bizim, arkadaşlar, futbol takımlarımız var, biz hep kendi yerli arkadaşlarımızla kurduğumuz takımlarda uluslararası liglerde fazla varlık gösteremiyoruz. Dışarıdan oyuncular alıyoruz, dışarıya Arda'yı gönderiyoruz, oyuncular gönderiyoruz. Dolayısıyla ifade etmeye çalıştığım husus şudur: Efendim, detaylarını konuşuruz, teknik aksaklıklar varsa onları konuşuruz, elbette kaygılarımızı dile getiririz ama burada çok önemli olarak gördüğüm husus şudur: Bu dünyaya açılmanın... Ki, Balbay falan çok iyi bilirler, hocalarım çok iyi bilir, herkes burada çok iyi bilir, isim vermek biraz aşinalıktan kaynaklanır, hukuktan, kusura bakmayın ama biz azınlık okullarını henüz daha çalışmadık, yani azınlık okullarına ilişkin arşiv belgelerimizi henüz daha ortaya koymadık. Bu konuda Mustafa Kemal'in de talimatı vardır. Baydar Hocadan ben bunu önümüzdeki üç yıl içerisinde... Asgari 15 cilt olur Hocam, ama İtalya'daki arşivlerin de görülmesi lazım. Mustafa Hocamın ve zatıalinizin ve bütün arkadaşlarının gerçekten de "yumuşak güç" dediği o unsuru iyi kavrayıp, merkeze alıp ondan doğru sonuçlar çıkardığımızda Baydar Hocam, geleceğimiz çok aydınlık ve açıktır. Dünyayla entegre olma projesidir bu, dünyayla bütünleşme projesidir. Bu bakımdan...
METİN LÜTFİ BAYDAR (Aydın) - 2002'de niye yapmadık? Yani şimdi on dört yıl niye gecikerek yapıyoruz? Açıkça söyleyin, yani bugün öz eleştirinizi yapın "Biz bunu daha önce cemaate verdik, bundan bıktık, şimdi böyle bir şey yapıyoruz." deyin, eyvallah diyelim.
İSMET UÇMA (İstanbul) - Şöyle diyelim Sevgili Baydar: Şimdi, sevgili hocam da söyledi. Arkadaşlar, biz kimseyi terörist ilan etmedik, birileri terörist oldu. E, ne yapalım? Yoksa STK'ları sonuna kadar desteklemek lazım. Vakıfları, dernekleri, efendim, sivil toplum kuruluşlarını bütün boyutlarıyla, hangi alanda olursa olsun sonuna kadar desteklemek lazım. Biz paralel yapıyı piramide benzetiyoruz sevgili hocam. Bizim piramidin altıyla hiçbir meselemiz yok, hepsi eşit şartlarda yurttaşlarımız, kardeşlerimiz, dostlarımız, arkadaşlarımız. Biz paralel yapının, piramidin ucundaki çeteyle ve terörle mücadele ediyoruz. Buna sizin de destek vermeniz gerekir Hocam.
METİN LÜTFİ BAYDAR (Aydın) - Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneğini engellerken -sivil toplumları destekleyelim diyorsunuz- onları terörist ilan ederken bunlara destek verdiniz, okullarını açtınız.
İSMET UÇMA (İstanbul) - Hayır efendim, bakın, geçmişte rahmetli Ecevit'le başlayan bir süreç. Lütfen Hocam, siz bunları çok iyi biliyorsunuz.
METİN LÜTFİ BAYDAR (Aydın) - Hayır efendim, kesinlikle, başlayan süreçten ziyade...
İSMET UÇMA (İstanbul) - Şunu kastediyorum...
METİN LÜTFİ BAYDAR (Aydın) - ...siz on dört yıl bu yapılacak işi onlara verdiniz.
İSMET UÇMA (İstanbul) - Arkadaşlar...
METİN LÜTFİ BAYDAR (Aydın) - Şimdi diyorsunuz ki "Onlar yok, biz bunu koyalım." Bunu açıkça söyleyin, yani bunu kapatmayın. Bakandan da bunun itirafını istiyoruz. Objektif olalım İsmet Bey.
MUSTAFA AKAYDIN (Antalya) - Biz de AKP'yi piramide benzetiyoruz. Tabanıyla yani milletvekilleriyle bir sorunumuz yok, en tepeyle sorunumuz.
İSMET UÇMA (İstanbul) - Arkadaşlar, affedersiniz.
Ben, dikkat ederseniz, hiçbir siyasi partinin hiçbir bireyine, hiçbir liderine, hiçbir görev almış milletvekiline, zorlasanız da sakil bir ifade kullanmam. Hakikaten, hep birlikte zorlasanız, ben hiçbir siyasi partiye gerçekten kem söz söylemem.
CEYHUN İRGİL (Bursa) - Yüzde 52 aldı, atamadın adamı rektör.
İSMET UÇMA (İstanbul) - Sevgili Hocam, kitabınızı okudum, değerlendireceğiz.
BAŞKAN - Evet, İsmet Bey, buyurun.
İSMET UÇMA (İstanbul) - Efendim, çok teşekkür ediyorum. Bu Maarif Vakfının merkeze alınması gereken, tematik yaklaşıldığında ana teması ülkemizin kendi sınırları içine mahkûm edilmeksizin bütün dünyayla entegre olması, medeniyetini, kültürünü o bileşkelere katması ve bu yollarla ve daha başka devreye sokacağımız yöntemlerle medeniyet bileşkesinde ağırlık teşkil etmesinin yollarını hep birlikte arıyoruz.
Çok teşekkür ediyorum; saygılar, sevgiler sunuyorum.
Sağ olun.